Halfeti, kara gülleri yetiştiren tek toprak, tek iklimdir. Doğa mucizesi bu güller, sevdanın simgesidir. Fırat Nehri üzerine Birecik Barajı kurulduğunda Halfeti sular altında kalır. Toprağını evini yitiren pek çok aile, yurdun türlü yerlerine savrulur.
Ahmet ve ailesi İstanbul’a gelirler. Sevdiği kız Gül, Halfeti’de mi kalmıştır, başka yere mi göçmüştür, bilinmez. Yıllar akıp giderken, Ahmet’in Gül’e olan sevgisi azalmaz, çoğalır… Bu romanı okuduğunuzda kara güllerin yalnız Halfeti’de değil, yüreğinizde de yeşerdiğini, katmer katmer açtığını göreceksiniz…