Toplam yorum: 3.075.924
Bu ayki yorum: 2.800

E-Dergi

karaademm Tarafından Yapılan Yorumlar

01.03.2024

Bazı bazı kaçtığınız güvenli limanlarınız vardır. Pek yanıltmaz onlar sizi. İyi gelir onlar. Sizi anladığını düşünürsünüz.

Öyledir bende Tarık Tufan. Pek yanıltmaz eserleriyle. Seversiniz genelde. Bir dostu dinlemek ya da bir dosta anlatmak gibidir yazdıkları.

Bundan çeyrek asır sonra okunur olmaya devam eder mi bilemem; ama iyiyiz onunla biz.

Kendi ifadesiyle ‘yirmili yaşların ortasındaki’ bir yazarın seslendikleri bunlar.

Öfkelenmelere, yeniden deyişlere, hatırlamalara, kadınlara ve hayata dair birçok şey. Yalın; ama etkili. Bence seveceksin.
26.02.2024

Tekrar baskısı şu an için mevcut değil. İlk baskısını sahaftan almıştım ve girişinde bir not:

“… sevgilim! bir tanem! Cengizim, güzüm! böyle olmaz, yine beklerim.”

ne de güzel. Eserin kendi gibi belki de.

Güzelsoy’la ilk buluşmam benim. Ona ‘ilk’ göz ağrısıyla adımlamak istedim. Ne yaptığını, ne yapmaya çalıştığını çok iyi bilen biri bence Güzelsoy.

Kullandığı ifadeler, o ifadelerin kalıp halini aldığı yapılarla, ne yaptığını çok iyi bilen biri.

Birbirini tamamlar nitelikteki öykülerin yanında münferit öyküleri de okuyacaksınız burada. Birinin içinde diğerini de bulacaksınız yer yer.

Buluşma güzel geçti benim açımdan. Seveceksiniz bence sizlerde.
23.02.2024

2004’den bu yana çeşitli yayınevlerinde yayımlanmış Gökkuşağına İki Bilet. Çok sattı mı bilmiyorum; ama çok sevildi bence okunanlar tarafından. Zira aynı şey değil ikisi.

Bazı künyelerde, buna Everest baskısı da dahil, ‘darbe’ başlıkları kullanılmış. Ön plana çıkarılmış.

Oysa eser hayattan alıyor kaynağını. Hayatın, hatırlamak olduğu mesajından.

70’li yıllar Ankara’sında adımlanan hikaye güzel de bir ülkem resmi çiziyor aslında.

Bağlar, dostluklar, hatırlayışlar.

Bir de girişteki güzel notuyla;

“… gündüzdüşlerime inandığı, bana bir bir çift kanat taktığı için… Babama.”

Okunası.
17.02.2024

“… hem o en çok hayoşları anlatmamış mıydı? Yaldızlı, cafcaflı, -mış gibi olmayan ıssız, tutunamayan, dışlanmış erkeklerin dünyasının öyküleriydi onunkiler çoğunlukla. Kulübü olmayan, sahiden kaybedenlerin.”

#k:30995’de Melike Koçak bu şekilde de ifade ediyordu Cemil Kavukçu ve eserlerini. Ne de güzel. Ne de isabetli.

İlk öykü kitabı Pazar Güneşi. Yıl 1983. Ve sonrasında yoğun bir üretim süreci.

İlk kitaptan uzun soluklu olacağının mesajlarını aldığımız türden hikayeler.

Kendi köşesinde sıkışıp kalmış isimler, kahramanlar ve yaşamları. Seveceksiniz.
16.02.2024

… insanın hayvanla aynı hizada, hayvanın insanla aynı hizada yürüdüğü bu saatte, her insanın ya da her hayvanın korktuğu şey acının kendisi değildir, zira acı ölçülebilir,

insanın ya da hayvanın ne kadar acıya maruz bırakılabileceği, ne kadar acıya dayanabileceği ölçülebilir fakat insanı ya da hayvanı asıl korkutan şey, her şeyden daha fazla korkutan şey, acının yabancılığıdır, tanımadığı bir acıyı çekmeye mecbur bırakılmaktır.