Toplam yorum: 3.077.321
Bu ayki yorum: 4.200

E-Dergi

karaademm Tarafından Yapılan Yorumlar

11.04.2021

Estragon: Eee gidelim mi?
Vladimir: Gidelim
(Kıpırdamazlar.) (s.74)

Godot. Bekleyiş. Absürdizm.

Kimi ölüm diyor, kimi hiçlik.
Kimi nefes diyor, kimi yalnızlık.

Adı her ne olursa olsun ‘kült’ bir yapıt olmaktan hiçbir şey kaybetmeyecek Godot.

Balık hafızalı, paspal Estragon. Gogo.

Beklenmesi gerekeni söyleyen Vladimir. Didi.

Ve bir ağaç. Sadece.

1948 yılını gösteriyor yayımlanma tarihi. Evet,
II. Dünya Savaşı sonrası.

Bireyin yalnızlaştığı, içine kapandığı, konuşup-anlatmaktan uzaklaştığı bir dönem. Bellekleri beklentilerini karşılamayan karakterlerle kurulmuş iki perdelik bir oyun.

Beckett’a başlamak için yanlış; ama onu anlamak için doğru bir tercih burası.

E: Hadi gidelim artık!
V: Olmaz.

E: Niye?
V: Godot’yu bekliyoruz. (s.16,
08.04.2021

Söz’ün insanla var olabileceğine inanan bir kalemdi Steinbeck.

Ve her anlatısında insanlığın sözcüsü olanları yazdı. Satır satır.

1929 Dünya Ekonomik Bunalımı başlamış, insanlar işlerinden uzaklaşmış ve açlık baş göstermiştir.

1939’da da eserini yayımlayacaktır Steinbeck. Bir aile vardır merceğinde. Kendi toprakları Oklahoma’dan Kaliforniya’ya göç edecek bir aile.

Yanlarına elbette ‘umutlarını’ da alacaklardır. Umutsuzluk olsa da nihayetinde.

Sevinçleri de olacaktır tabiki. Hüzne dönecek olsa da.

Açlık ve sefaletle yoğrulan insanların ‘onurlu’ mücadelesini okuyacaksınız burada. Buyurun.
02.04.2021

İşte Benim Hayatım. Böyle diyor özünde Demir Özlü. Kendine dışarıdan bir gözle bakıyor. Otobiyografik belki de.

Ama sorarım sana,

Koşturmadın mı bir top peşinde hiç?

Şöyle pıt pıt atmadı mı kalbin 12-13 yaşında?

Ne bileyim yazmak istemedin mi birkaç satır sevgi cümlesi ya da okumadın mı hiç Orhan Veli ya da Özdemir Asaf?

Kavga etmedin mi arkadaş bir dava için?

Gezmedin mi şöyle Anadolu’yu bucak bucak? Ya da gezmek istemedin mi hiç?

Velhasıl burada Senin Hayatın var dost.
Gel oku şunu.
02.04.2021

Nereden başlayabilirim? Tanışmak istediğimiz yazarlar öncesi sorduğumuz bir soru sanırım bu. Emile Zola için de buradan giriş yapabilirsiniz.

Onun üslubunu ve eser içeriklerini tam anlamıyla yansıtamıyor olsa da ‘Kim Nasıl Ölüyor’ doğru bir başlangıç olabilir.

Yanılmıyorsam Can Yayınları’nın Kısa Klasik serisindeki Nasıl Ölünür ile aynı eser.

Beş aile ve beş ölüm. Farklı tabakalardaki beş aile onlar. Burjuvası da var köylüsü de. Aristokratı da var esnafı da.

Bu defa emekten ziyade ‘ölüm döşeği’ ve sonrasında yaşananlara buyur edecek Emile Zola. Birkaç bardak çay içimi. Buyurun.
28.03.2021

Elinizde Tarık Tufan’ın son eseri. Biliyorsunuz nahif, iyi gelen bir yanı var onun.

Her eserinde evrensel olana seslenemese de bunu ‘duygu yoğunluklarıyla’ yapmaya çalışıyor aslında bir yandan.

Ufacık dünyalarında ‘aynı veya benzer olanları’ yaşayan kişilerle oluşturmuş bu defa eserini.

Hakan. 40 yaşında ve 16 yıldır ‘aynı’ işine devam ediyor. Sürekli kendi söylediği gibi:

“... benliğimle ilgili kavgalarım ve yakamı bırakmayan bir geçmişim var.”(s.9)

Yıldız. Eşi. Huzursuzluğu mutsuz olma sebebi belki de. Hakan gibi geçmişte bıraktığını düşündükleri, her an ‘yüzleşmek istiyorum’ diyecektir.

Ve bir kadın, Sonay. Bir erkek, Yalçın.

Bilindik bir hikaye mi evet; ama yine etkili mi elbette. Buyurun.

Unutmadan. Eserini ve eserinde konu edindiği ‘kaybolmak, yitmek’ kavramlarını yorumladığı videoları mevcut.

Ben yazar tarafından yönlendirilmekten hoşlanmıyor olsam da ilginizi çekebilir.