Toplam yorum: 3.077.321
Bu ayki yorum: 4.200

E-Dergi

karaademm Tarafından Yapılan Yorumlar

29.08.2020

1957 yılında yayımlıyor eserini Orhan Kemal. 1958’de Sait Faik Hikaye Armağını’nı getiriyor ona. Haklı bir başarı elbette.

Her daim işçi-emekçi insanı ve hayatları kaleme aldı. Buradaki 18 kısacık hikayesinde de bu geleneğini devam ettirecek.

Kardeş Payı’nda hakkı, Kuduz’da evladı, Büyükbaba’da sağlığı, Korku’da bir devlet memurunu ve İstidacı’da iyiliği aktaracak mesela bizlere.

Bu hikayeleri aktarırken onlarca karakter, onlarca unutulmaz portre de sunacak Orhan Kemal.

Su gibi akan, bir dakika dahi sıkılmanıza izin vermeyen, dolu dolu bir hikaye serüveni sunduğuna şahitlik edeceksiniz. Buyurun.
29.08.2020

Modern tiyatroya karşı geleneksel tiyatroyu savunan Nahit’in acıklı mücadelesi ve aşkını konu ediniyor Tarık Buğra. Ünlü tuluat sanatçısı Naşit Özcan’a saygı niteliğinde yazılıp onun hayatından izler de taşıyan bir eser elinizde.
26.08.2020

Onunla ilk buluşmamız Parasız Yatılı. İlk kitabı bu. 1971’de yayımlıyor ve 1972’de Sait Faik Hikaye Armağını’nı kazanan ilk kadın yazar oluyor eseriyle.

On iki hikaye karşılayacak sizleri. Birçoğunda ‘parasız yatılılık’ konusuna değinecek.

Anne ve/veya babasını kaybetmiş, yatılı okullarda büyümüş çocuklar, yoksulluk ve yalnızlıkla yoğrulmuş kadınlar, ahlak kotasını tüketmiş burjuvanın kullandığı hizmetçiler.

Birçoğuna şahitlik edeceksiniz satırlar arasında.

Hele esere adını da veren Parasız Yatılı ve Haraç adlı öyküleri var ki sizi sizden alacağını düşünüyorum naçizane.
21.08.2020

‘Kırk Oda’ serisinin ilki ‘Kırk Oda’. Diğerlerine göre Aynasız ve Anahtarsız olanı belki de bunlar.

1981-1984 yılları arasında kaleme alıp 1987 yılında yayımlıyor eserini. Dokuz adet
masal-hikaye bulacaksınız burada.

Her başlıkta ‘evrensel bir masala’ göndermelerde bulunup o masalları ‘yeniden yaratacak’ aslında.

Yaratmak-üretmek dedik. Bunu masalların mutlu sonlarına karşı durarak yapacak. Evet bu defa gülmeyecek yüzler sanırım:

“Herkes çok mutluydu aşağıda. Ortaklaşa bir sahteliğin görkemli yanılsaması içinde herkes çok mutluydu. Herkes bir yalnızlığı çoğaltıyordu.” (s.29)

Yine çokça insan diyecek. Yine çokça kadın diyecek ve yine çokça ‘aşk’ diyecek:

“Kimseler anlamazdı şiirlerimi. Ben de anlamazdım. Ama duyardım. Yüreğimin ta derinliklerinde duyardım.” (s.53)
20.08.2020

“Cehaletimin muazzam boyutlarını biliyor olmam, onu sergilemekten hoşlandığım anlamına gelmez.

Benimle söyleşi yaparken bilgimin ve idrakimin sınırlarına saygı duyan ve benden Delphi Kahini’ni oynamamı istemeyen kişilere minnet duyuyorum.” (s.13)

Böyle söylüyor eserin girişinde Ursula. Aslında ‘bir söyleşide’ hangi noktaya dikkat edilmesi gerektiğine de işaret ediyor böylelikle.
Kurmaca, Şiir ve Kurmacadışı olmak üzere üç başlık altında toplanan söyleşiler mevcut eserde.

Söyleşilerden ikisi bir radyo istasyonun stüdyosunda diğeri ise Ursula’nın evinde gerçekleştiriliyor.

Soruların sahibi David Naimon’da bir yazar aynı zamanda.

Ursula’ya aşina okurların faydalanabileceği bir eser olduğu gibi onunla tanışmak isteyenlerin de tercih edebileceği bir kitap durumunda bence.

Yazdıklarına, söylediklerine ve duyabildiklerine dair etkileyici şeyler anlatacak Ursula.

Woolf, Tolkien, Jane Austen, Atwood ve Henry James gibi yazarlara da değinecek satır aralarında.