E-Dergi

Fransız sosyolog. Tanım popüler zaten. Zira Fransız sosyologlar o kadar fazla ki.

Kitaplığıma göz gezdirdiğimde birçok Baudrillard kitabı görüyorum. Okunası diyerek biriktirmişim. Buradan başladım. 2019 baskısı. İlk basım 1991 - Ayrıntı.
•
Eserin yazar tanıtımında da okuyorsunuz. Baudrillard’ın Körfez Savaşı çıkışı.

“Savaş yaşanıyor; ama ekranlarda bir savaşın varlığı değil de klasik medya olayı gibi programlar yapılıyor.” eleştirisinde bulunuyordu. Ya da tespitinde. Simülasyon Kuramı burada başlıyor sanırım.

Gerçek dünya ve imgeler arası farkın ortadan kalkması diyebiliriz en anlaşılır şekilde.
•
Burada da uzun yıllar süren toplumsallaşma sürecinin aslında çuvalladığını, çuvallamaya başladığını ifade ediyor yazar. Yıl 1991 tabi. Durum şu an daha vahim elbette.
•
Kitle, yığın, toplum, toplumsallaşma kavramlarına bakış açınızı değiştirecek ‘ufak ama etkili’ cinsten bir kitap bu. Buyurun.

Pek yaygın değildir. Çevrilen kitabın yazarıyla girişe röportaj koymak. Mevcut burada. Fazlasıyla açıklayıcı. Faydalı.

Konu çetrefilli. Ölüm. Tespitler yerinde. Bir hedef koymak yok; ama yol sağlıklı.
•
Ölüm ve varoluş. Yazarın da dile getirdiği gibi ‘varoluşun geçiciliğinin’ bilincindeki tek canlı olan insanı konu edinmektir bu aslında.
•
Pinhan’ın güzel işlerinden. Kısa ama vurucu. Buyurun.

65’ine merdiven dayamış baksanıza. Ülkem vatandaşı olsa ‘ücretsiz biniş’ kartı cepte olurdu. Maalesef ki Almanya’da. Ama ne büyük şans ki onunla çağdaş bizler.

Yakışıklı da hani. Bazen söylediklerinden ziyade söyleyene baktırır cinsten. Neyse. Bunlar girizgah olup lafügüzaf faslı elbette.
•
Bir derleme aslında bu kitap. Kitaba adını veren Kapitalizm ve Ölüm Dürtüsü başlıklı yazısıyla başlayıp devam eden bir toplam.

2012-2017 yılları arasına sıkışmış bir derleme. Kabını çatlatır cinsten. İddialı şeyler söylediğini hissettirmeden söyleyen aslında.
•
Der Spiegel, Die Welt ve Die Zeit çoğunlukta.
•
Hele bir de o değindiği Kapitalizm ve öz-sömürü başlıkları var ki defalarca okunulası.
•
Byung-Chul Han, günümüz toplumumun büyük değerlerinden. Ardı ardına eserleri çevrilirken geç kalınmadan okunmalı.

Yıllardır ilk yayınevinin ‘salıvermesini’ beklediğimiz telif sıkıntısı akabinde Pegasus’un bu işe el attığını öğrenmiştik.

Öğrendik öğrenmesine de haberin ilk duyulduğu tarihten yaklaşık 3 yıl sonra eserleri yeniden yayımlanabildi Ayn Rand’in. 2021 ortaları.
•
Muazzam baskılarla mı yayımlandı, hayır.
Muazzam bir hazırlık aşaması mıdır, kısmen.
İyi bir kadro mu, belki.

Nihayetinde sahaflarda indirimli Ayn Rand baskısı kovalamak derdinden kurtulduk gibi. Sağ olsunlar.
•
Ufak bir eseriyle başlayayım istedim. Ego.

YouTube üzerinde izleyip anlamaya çalıştığım bazı programlar. Biraz Wikipedia biraz da onu okuyup anladığını düşünenler.
•
Velhasıl. Bence bir Felsefe öne sürmedi Ayn Rand. Belki öneri, belki tavsiye belki de kökü derinlerde olmayan eleştiriler.

Elbette kulak arkası edilmemesi gereken ifadeler. Akıl, birey ve bilinçli gerçekçilik.
•
BİZ evreninde kurgu bir eser Ego. Buradan adımlayabilirsiniz.

Roithamer, İsimsiz Anlatıcı ve Höller’lerin Çatı Katı. O güne kadar inşa edilmemiş bir Koni. Onun inşası.
•
Bir intihar. Bu intiharla açıyoruz aslında sayfaları. Bildiğimiz Bernhard diyeceğim ama olmuyor, diyemiyorum. Her metninde başka bir Bernhard sanki.
•
Bazı eserlerinde söylediğim gibi Bernhard’a bu eserle başlamayın naçizane. Bir konu çevresinde kümelenen bir romansa arayışınız, uzaklaşın hızla.

Etki gücünün satır aralarında keşfedilmesini bekleyen romanlardansa aradığınız, buyurun.
•
Bir başınasınız Bernhard yazınında. Ya sever ya da seversiniz.