E-Dergi

Bu güzel Shakespeare klasiğini zevk alarak okuduğumu belirterek başlayayım.
5 perdeden oluşan bu eseri okumaya başladığımda Othello'ya benzerliği çok dikkatimi çekti. Konusu bakımından oldukça benzer yerleri vardı.
Kralın eşine ve dostuna olan güvensizliğini, hayatlarını nasıl derinden etkilediğini anlatıyor Kış Masalı. Karakter analizlerinin kusursuz olması dikkati çekiyor.
Klasiklerin genelinde önsöz hükmünde kitapta geçen olaylar analiz ediliyor. Ben o yüzden en son okurum ki kitabın sürprizi kaçmasın :)
Bizi oldukça şaşırtan ve iyimser bir sonla karşılıyor Shakespeare.
Tiyatro türü okumayı sevenler bu kitabı kaçırmamalı. Sevmeyenlerin de bir şans vermesini tavsiye ederim.

-Bazı yazarlar bu tarz kitaplar yazarken ne yazık ki ister istemez "aşırı saçmalamış" diye içimizden geçirtir bize okurken. Fakat Hüseyin Rahmi o kadar mantıklı ve merak uyandırıcı yazmış ki asla saçma bir cümle geçmiyor kitapta bence.
-Tahmin edersiniz ki kitabın ismini görür görmez Süt Kardeşler filmi geliyor akla. Bende açık konuşayım filmin aynısıdır diye biraz ön yargılı başladım. Ama tamamen yanıldım. Asla birebir aynısı değil ve hatta oldukça farklı.
-Hüseyin Rahmi kendine okuru olan bir hanımnineden gelen mektup sayesinde böyle bir kitap yazmaya karar vermiş. Kitabın başında da mektubu ve cevabını yayınlaması çok etkileyici.
-Türk Edebiyatı Klasikleri okurları bilir çoğu eser dil bakımından biraz ağırdır. Fakat bu eser o kadar akıcı ve kolay bir dille yazılmış ki, elinizden bırakamayacaksınız :)

Okuyun arkadaşlar :)

Livaneli hayran olduğu 44 yıllık dostunu o kadar güzel anlatmış ki..
Yaşar Kemal'i yazarken "onun için geçmiş zaman kipi kullanmak ne zormuş" diyor. Bu cümle bile aralarındaki samimiyetin en güzel örneği bence.
Ölümünün üzerinden bir yıl geçmesine rağmen ona her sabah telefon etme isteğiyle uyanmasını belirtmesi çok üzücü gerçekten :(

Bir romancının romanını daha kafasında oluştururken, üzerine düşünürken, karakterleri oluştururken ve yazarken geçen sürede yanında bulunmayı, neler düşündüğünü bilmeyi bende çok isterdim doğrusu..

*Leyla'nın Evi Livaneli'nin okuduğum ikinci kitabı. Huzursuzluk kitabını okumuştum ve çok beğenmiştim yıllar önce.
*Livaneli'nin anlatım tarzı, derin karakter tasvirleri okuyucuyu içine çektiği için kalemini sevdiriyor.
*Kitapta birkaç farklı dönem hayatının nasıl da birbirini etkilediğini, değiştirdiğini; iki farklı kuşak kadınının birbirinin hayatına dokunma hikayesini günümüzde de var olan güncel eşitsizlik, adaletsizlik sorunları ile anlatıyor.
*Benim için ortalamanın üzerinde bir eser. Tavsiye ederim. *Leyla'nın son sözünde dediği gibi: Leyla'nın evi Leyla'ya..

#kitaparkası

*Matmazel Angel, doğup büyüdüğü Paris'in kenar mahallelerindeki sefil hayatını geride bırakıp, zengin bir ailenin hanımı olmak konusunda kararlıdır. Anjel'in kaderi İstanbullu Dehri Efendi ailesinden birkaç masumun eğitim ve terbiyesinden sorumlu öğretmen olarak atanmasıyla değişir. Mürebbiyelik Anjel'e istediği kazancı sağlamayınca, evin en küçüğünden en büyüğüne bütün erkeklerini fethetmek için hazırladığı dehşetli programı derhal uygulamaya girişir. Anjel'in odasının bulunduğu koridorda gölgeler dans etmeye başlar. Ev ahalisi giderek birbirine düşer, sınırlar zorlanır ve finalde büyük bir sürpriz beklemektedir.

*Kendi döneminin Avrupalı romancılarını, filozoflarını yakından takip eden Hüseyin Rahmi, Mürebbiye'de geniş bir kültürel coğrafyaya referanslarla kurgusunun katmanlarını derinleştiriyor.

*Türk Edebiyatı Klasikleri her zaman favorimdir :)