E-Dergi

Etkileyici bir konuya ve anlatım biçimine sahip olan kitap, son zamanlarda okuduğum en güzel romandı. Okudukça insanı içine alan ve son sayfasına kadar okurun heyecanını canlı tutan bu kitabı kesinlikle tavsiye ediyorum.

Adeta bir peri masalı yaşayan ada sakinlerinin hayatı, başkanın bu yeryüzü cennetine yerleşmesi ile gün gün bir kabusa dönüşüyor. Yazar, Türkiye ve dünya hakkında düşündüklerini, ıssız bir adada yaşananlar üzerinden aktarmak ve okurlarına sorgulatmak istemiş. Okur olarak bu düşüncelere katılıp katılmamak size bağlı. Öte yandan romanın dili ve anlatım biçimini çok sevdiğimi söylemem gerek. Akıcı, güzel bir konusu ve mesajı olan Son Ada’yı okuma listenize eklemelisiniz.

Bir roman düşünün; sayfaları akıp giderken kahkaha attığınız, gülerken düşündüğünüz, düşünürken hak verdiğiniz ve karakterlerin dertleriyle dertlendiğiniz. İşte o roman karşısınızda: Ev Anası. Yaşam alanı ev olan, yüzeyleri parlatacağım diye ciğerini solduran, hayallerini hep bir dahaki bahara diyerek rafa kaldıran, mesaisi bitmek bilmeyen kızlarımızın, kadınlarımızın, analarımızın, neticede hepimizin hikayesi bu.

Kitabın son sayfasını da okuduktan sonra içimde bir aydınlık hissettim. Çünkü bu kitap düşüşün değil; aslında bir yükselişin öyküsü. Her şeye rağmen dürüst kalmış olan Raskolnikov’un ahlaki yükselişinin öyküsü. Herkesin okuyup, üzerinde düşünmesi gereken bir kitap.

E.M.Remarque'a göre; savaşlara katılan herkes ölür, bedenen ya da ruhen, kimse savaştan sağ çıkamaz. Kitap, yazarın bu düşüncesinin adeta bir kanıtı. Savaşı yaşatan, onun ne demek olduğunu her yönden ele alan, akıcı bir dile sahip bu romanı herkesin okumasını tavsiye ederim.