Bu Osmanlıca basım divanın tam metni mi bilemiyorum, sayfa sayısı oldukça az, belki de bir seçkidir. Divan-ı Muhibbi’nin tamamı büyük boy 875 sayfa olarak Kültür Bakanlığı tarafından basılmıştı, kütüphanelerde bulunur. Ödünç alıp fotokopisini çektirdim ve okumaya başladım. Eser 2799 gazelden ve başka nazım şekillerinde yazdığı şiirlerden oluşuyor, 30 küsür bin beyitten sözediyoruz. Eserin sadece üçte birini ve o da giderek hızlı bir taramayla okuyabildim, içerdiği itikadi açıdan elfaz-ı küfre giren ifadelerden ötürü de okuduğuma da pişman oldum. Her ne kadar iki oğlunu ve onlardan olan torunlarını boğdurtması ve Koçi bey risalesinde geçtiği üzere Osmanlı’nın gerilemesine yol açan bir takım hatalı uygulamalarına rağmen Kanuni’ye hüsn-ü zan beslerken bu zannım önemli ölçüde zedelendi.
Kanuni esasında dindar sayılabilecek bir padişahtır, hükümdarlığının ilk yıllarındaki Molla Kabız olayında gösterdiği hassasiyet ve son yıllarında giderek dindarlaşarak içki yasağı ilan etmesi bunun göstergesidir. Divanına da münacat ve peygamber efendimize medh niteliğinde şiirlerle başlar. Divan edebiyatında da bazen şairlerin şiir adına dinen mahzurlu olmasına bakmadan bir takım tehlikeli ifadelere yer verdiğine şahit oluyoruz ama Kanuni’nin rastladığım ifadeleri “ilahi aşk kastedilmiştir” vs. ile tevil veya “o kadar olur” diye geçiştirme kabul etmeyecek cinsten:
1) Eserin okuduğum üçte birinde en az 10 yerde sevgilinin mahallesi veya evi Kabe’ye benzetiliyor, aşıklarının orada kendilerini kurban etmeye geldiklerini (Hac sırasında kurban kesilir ya) yazıyor. Bir şiirinde Mecnun’a sevgiliyi bırakıp Kabe’ye gittiği için Merve (kurbanın asli kesim yeri ki hacda Mina’da kesilir) hakkı için güveninin kalmadığını yazmış.
2) Sevgiliye olan hasretine sabredemediği için Eymen vadisine doğru yönelmiş. Eymen vadisi Hz. Musa’nın Allahü Teala ile konuştuğu yerdir.
3) Zahidleri sık sık ikiyüzlülükle yeriyor, bir şiirinde sofu ile şarap içmeyi bilmediği için alay edip “gözüne koruk sıksın” demiş.
4) Bir şiirinde sevgiliye “sana gönülden köle olanın bütün muradları yerine gelir” diyor.
5) Bir şiirinde sevgilinin saçını ateşe tapan Hinduya benzetmiş.
6) Bir şiirinde sevgilinin kaşları için mihrap diyor, bir başka şiirinde sevgilinin kaşı üzerine secde ettiğini yazmış.
7) Bir şiirinde sevgilinin evine secde ettiği, başka bir yerin Kabe olmadığını yazmış.
Ömer Hayyam bazı şiirlerini sevdiğim ama dinen hatalı bir çok şiirlerinden ötürü kendisine kızdığım bir şairdir, ne yazık ki onun böyle şiirlerinin mahzurlarının Kanuni’ninkilerin yanında önemsiz kaldığını görmüş bulunuyorum. Divanı okumak ben de şok etkisi yaptı, Kanuni hakkındaki düşüncelerimin değişmesi bir yana beğendiğim şiirlerin arasında yeralan Kanuni’nin birkaç şiirini de notlarımın arasından çıkardım.