E-Dergi

Kitap ismini tam manasıyla hak ediyor. Yazar 'end times' yani ahirzamanın tüm meseleleri hakkında konuşuyor. Kapitalizm, küresel sistem, hollywood, liberalizm, anti-semitizm, filistin meselesi, post-modernizm, Marx, komünizm, Hegel, Lacan... Kısacası günümüzle ilgili herşey. Bütün bu meselelere tabi ki kendi dünya görüşü çerçevesinde yaklaşıyor. Kendisini bir komünist olarak tanımladığını da belirtmek gerekir. Ama bizim ülkemizde gördüğümüz, kavgacı ve hiçbir şey konuşulmayan bir tip gelmesin aklınıza. Yer yer katıldığım noktalar da oluyor bir komünist olmamama rağmen. Her halükarda sonuna kadar okutuyor ve okunmayı hak ediyor. Günümüz meselelerine kafa patlatan herkese tavsiye edilir.

Mehmet Altan kitapta sanayi sonrası döneme geçtiğimizi belirtirken, sanayi devriminin geçerli inancı Protestan ahlakının yerine artık yeni bir kavram koymayı öneriyor ve buna 'küresel vicdan' adını veriyor. Kısa bir sanayi devrimi ve sonrası tarihini de anlatan yazar yeni dünyanın en büyük başarısının sermaye ve fabrika yerine inovasyon ve insan beynini koyması olduğunu anlatıyor. Bu durumun ulus-devletlerin de sonu olduğunu belirten yazar artık sınırların anlamsızlaştığı bir dünyaya geçtiğimizi belirtiyor. Gelecek hakkında oldukça iyimser olan yazar kötümserlere de Sanayi Devrimi döneminde emek sömürüsü yapan ülkelerin daha sonra geldiği olumlu noktayı örnek veriyor. Kısa az, öz ve içerik açısındandoyurucu bir kitap olduğunu belirtmek isterim...

Kitap bi nevi ABD'nin 80 ve 90 neslinin içler acısı halini ortaya koyuyor. Hele kitapta gençlere aşılandığı belirtilen bir 'özsaygı' ifadesi var ki çok komik ve çocukça. Ama bir neslin bu sözcüğün peşine takılıp hayatını mahvediyor ve daha da edecek gibi duruyor.
Bazı kişilerin bu kitapta anlatılan ABD nesliyle Türkiyede yetişmekte olan nesil arasında benzerlik kurma çabası çok zorlama olur. Ne bizde gençlere aşılanan 'özsaygı' düşünce si var ne de 18 yaşında cinsel ilişkiye herkesin girmiş olduğu gibi bir durum söz konusu. Hiçbir zaman da böyle bir durum olacakmış gibi durmuyor. Düşünsenize 18 yaşına gelmiş herkes cinsel ilişkiye girmiş durumda ABD'de ve bu da çok olağan karşılanıyor ve hatta evlilik öncesi cinsel alıştırmanın gerekli olduğu düşünülüyor.
Bence bu kitap okunmalı ama sadece ABD gençliğini öğrenmek için. Türkiye gençliği ise kendi toplumsal dinamikleri göz önüne alınarak incelenmeli, kes-yapıştır yöntemiyle değil...

Yazar kürt sorununu Osmanlı döneminden başlayıp anlatarak okuyucuya tarihsel bir perspektif sunuyor.Bence kısaca geçilen Cumhuriyet kuruluş yıllarından sonra günümüze geliyor.
Günümüzde ise daha az Türk milliyetçilerinin olaya bakışındaki sığlığı daha fazla olarak da Kürt milliyetçilerinin olaya bakışındaki sığlığı anlatıyor.Devamlı bir şekilde Kürt milliyetçilerine eleştiriler yapılırken alternatif bir bakış açısı sunmayı pek yapmaması kitabın en önemli eksikliği olarak gözüküyor.
Yazarın özellikle 12 Eylül sonrası Diyarbakır Cezaevinde yaşananları es geçmesi de kitabın bir diğer handikapı. Meseleyi 'ajite' etmiş olmamak için bu meseleyi es geçmiş olabilir.Bence yine de bir miktar değinilmesi önemliydi.Çünkü Kürt sorunu o dönemden sonra farklı bir noktaya doğru evrilmeye başladı.
Yine de mesele hakkında tarafların görüşleri,bakış açıları anlatılarak ve çizilen tarihsel perspektifle bilgi sahibi olmayı sağlıyor.Bu yüzden okunabilir.

Anayasa mahkemesi raportörü ve demokrat yargı derneği eşbaşkanı osman can'ın radikal iki'de yazmış olduğu makaleler derlenerek bir araya getirilmiş kitap.
Güleryüzlü Frankoculuktan kasıt 2.dünya savaşı sonrası batı avrupada faşizmin etkisini kaybetmesiyle birlikte anadoluda daha az yıkıcı ve daha rafine biçimde kendisini devam ettirmesidir. Yazara göre Güleryüzlü Frankoculuk da en nihayetine frankoculuktur. Kesinlike haklı deyip aldığım ve bir çırpıda bitirdiğim güzel kitap...