Toplam yorum: 3.077.822
Bu ayki yorum: 4.700

E-Dergi

Editörün Seçtikleri
02.02.2012

Ali URAL yeni tanıştığım bir yazar. Hikayeleri okurken tüyleriniz diken diken oluyor. Fakat her okuduğunuz hikaye sizi biraz daha insan olmaya davet ediyor. İnsan olarak kaybettiğimiz duyguları hatırlatıyor.
10.03.2011

Tanrıça serisi gerçekten çok güzel,anlatılan aşk güzel,betimlenen ortam güzel... Daha da önemlisi kötü adam bildiğimiz Hades seksi bir tanrı olarak karşımız çıkıyor.Ölüler Ülkesi'nin büyüleyici güzelliğini okuyunca,kesin oraya gideceğini bilse insanın ölesi geliyor :))
12.11.2013

Fahrettin Paşa… Ders kitaplarında neden yer verilmez böylesi kahramanlara bilmiyorum. Eğer tarih öğretmeni olsaydım bütün öğrencilerime bu kitabı ödev olarak verirdim. İmanın ve vatan sevgisinin bir arada harman olduğu korkusuz koca yüreğiyle düşmana galebe çalmasını ağlayarak okudum. Okurken de kendimden utandım neden daha önce bu kahramanı öğrenmemişim diye. Öğrencilik yıllarımdaki tarih dersi müfredatını hazırlayanlara kızdım, saçma sapan mitolojilerle beynimizi doldurmuşlar diye. Daha fazla zaman kaybetmeden okunması gereken bir kitap. Mekanın Cennet olsun Fahrettin Paşa…
03.08.2014

yazarın okuduğum ilk kitabı ve som zamanlarda okuduğum en etkileyici kitap. o kadar gerçek o kadar içten bir anlatımı var ki gerçekten hayran kalmamak elde değil. aşkın en saf halini anlatmış. beklemeyi kaderi sabrı çok güzel ifade etmiş kalemine sağlık
11.11.2011

Hem alanımla ilgili olması hem de çok net kaynaklar göstermesi açısından ilgiyle okudum, kütüphanenizde kaynak olabilecek bir eser. 'Dil' öğesinin, tarihi yansıttığının çok güzel bir örneği bu kitap...
Ziyaretçilerin En Çok Katıldıkları Yorumlar
01.04.2024

Türk tarihi için müthiş bir eser herkese tavsiye ederim.
04.04.2024

Seri devam ediyor. Kitap Koleksiyonuma bir yeni kitap daha eklemiş oldum.
03.04.2024

Benim için bir kitabı güzel yapan sürükleyici olmasıdır ve bu kitapta aradığımı gerçekten buldum. Akıp gidiyorrrr. Sitede gezinirken kapak ve konusu dikkatimi çekti, yeni yazarlarımıza destek olmak istedim aldım iyi ki almışım. Birkaç sezonluk harika bir dizi izlemiş gibiyim okurken her şey gözümde canlandı. Sevgili yazarımızın kalemine sağlık lütfen yazmaya devam edin. Tebrikler...
04.04.2024

Yazarın kullandığı dil, olayların akışı itibariyle sürükleyici bir an olsun elinizden bırakmak istemeyeceğiniz şekilde, tarihe ışık tutan bir eser. ''Vatanı için vatanına ihanet etme teklifini kabul eden koca yürekli bir insanın'', kendisine verilmiş olan görevi idam kararına ve mezarına tükürülecek şekilde anılmasına rağmen kimseyle paylaşmaması, bu görevi Mustafa Kemal Paşa'nın bizzat vermesi bunu içinde ailesi ve en yakınları da dahil tüm vatanı tarafından hain olarak bilinmesi, yaptığı görev itibariyle Kurtuluş Savaşı'nın seyrine nasıl etki ettiğini anlatılan eser de İstiklal Mahkemelerinin idam kararının Mustafa Kemal Paşa tarafından engellenmesi sürecini duru ve akıcı bir dil ile anlatıldığı nadide bir eser. Kitapta Atatürk'ün istihbarata dolayısıyla da casusluk faaliyetlerine vermiş olduğu önemi de görüyoruz. Bu ve önceki eserlerini bizlere kazandıran başta Selim Erdoğan olmak üzere emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum.
Ülkemizin örf ve adetlerinde genç kızlığa adım atmış bireyler için anneleri "çeyiz" oluşturmaya başlar. Evlilik günü geldiğinde ise o çeyiz tastamam olur ve evlenen kızla yeni evine yollanır. Fakat yazar Hatice Kübra Tongar'ın kitaba adını veren çeyiz ifadesi ise "Anneler bazen kederlerini koyar kızlarının çeyizine... Bazen de kaderlerini" cümleleriyle anlam kazanır. Yazarın vurguladığı çeyiz anneden kızına kalan fikirler, davranışlar ve psikolojik yaşantılardır...

Psikoloji, Sosyoloji, Aile Eğitimi ve Çocuk Gelişimi alanlarında yazdıklarıyla ün kazanan Tongar, bu kitabında da aile bağlarının önemine dem vuruyor. Kitabın merkezine "anne ile kızlarını" alıyor almasına ancak yine de baba ve evin diğer bireylerini de olayların figürasyonu olarak kullanmayı ihmal etmiyor...

Kitabın içerisinde birbirinden bağımsız 12 farklı hikaye var. Her biri kısacık ama sıcacık.. Hikayelerin her birinde ana unsur "annesinden kalanları sırtına yüklemiş kızlar"... Bazen Rize'de bazen Siirt'te bazen de Almanya'da oluyoruz. Kimi zaman Azeri, kimi zaman Laz, kimi zaman da gurbetçi bir kadına kulak kesiliyoruz. Dertler farklı olsa da aslolan aynı. Yaşanmış travmalar ve bu travmaların gelecek nesillere olan etkileri...

Sade bir dille yazılan kitap bazen hüzünlü bazen neşeli bazen de öğretici formda ilerliyor. "Kırık Cam" hikayesi mesela, o kadar içi dolu bir anlatım ki hayata dair edinimler sağlıyor okuruna. Toplumsal farkındalığa çaktırmadan selam veriyor. "Soğan" hikayesi çağın serzenişi olan `panik atak' ile ilgili okuru müthiş bilgilendirip, doyuruyor. "Tanık" hikayesi öyle güçlü bir anlatı ki insanoğlunun yalnızlığına son veriyor. "İsmini vermek istemeyen izleyici" hikayesi ise aşırı iyi yazılmış ve çok güzel bir sonuca bağlanarak görevini tamamlıyor... Küçük küçük ama anlam dolu hikayelerin her biri çok güzel aslında. Su gibi akıp gidiyor zaman...

Toplumun kanayan ve kabuk tutmuş yaralarına değinen yazarımız Hatice Kübra Tongar'ı bu güzel eserinden ötürü tebrik ediyor ve kendisine teşekkür ediyorum...