Dostoyevski’nin ünü ve etkisi dünyaca büyük romanlarından kaynaklanır; ancak yazar, uzun öykülerinde de insan ruhunun
dehlizlerine dalmış; hayal ve fantezilerinin
dünyasında hayatın gerçeğinden kopuk
yaşayan insanların yalnızlıklarına, hayata
‘tutunma’ çabalarına okuruna yürekten yakalayan sağlam yapılı anlatılarla pencereler aralamıştır. Bitmeyen kumar tutkusunun
girdabına zaman zaman debelenmiş olan
Dostoyevski’nin bu metni, bir içe bakış çabası olduğu kadar, rulet masası çevresine
adeta mıhlanmış soylulara, onların çürümüş
ilişkilerine yönelik alaycı bir eleştiri özelliği
de taşıyor.