Yazar şimdi diyor ki. Efendim bu kitap, ne bir romandır, ne bir hikayedir, ne denemedir. Bu sadece kitaptır ve en iyi leştirmenler tarafından eleştirlemeyecek kadar şeffaf bir yapıttır. Kardeşim sen yazdın diye, eleştirilemeyecek mi? Yani diyor ki ben yazdım ama kimse eleştirmesin. Bu yazdığım bir iç hesaplaşmadır diyor. yani kitapta anlatılanları sanırım birebir kendisi yaşamış. Kendisi yaşamış veya yaşamış önemli değil. Ancak Yazdığı kitapta Üniversite öğrencilik yıllarında ve mesleğinin ilk yıllarında Kadınlarla ilişkisi olmuş bir adam, Ancak evlenmeyi düşündüğü bayanın geçmişinde bir kaç erkek var diye onu kabullenemeyen ve kızın intiharına sebep olan birini ve yaşadıklarını anlatıyor. Namus kavramı insanın beynindedir. Bunu idrak edememiş bir insanın Bir bayana yaşattığı acıyı ve kızın intiharını , süregelen olaylar çerçevesinde ele alan bir kitap. İtiraf edeyim bu kitabı beğenmediğim doğru ama beni çok üzdü bu kitap. İnsanları sanki üzmek, hatta üzüntüye boğmak üzere hazırlanmış gibi.
Ne yazarsanız yazın, ne anlatırsanız anlatın, amaç insanları üzmek, ağlatmak olmamalı. Bir kızın geçmişinde yaptığı hatalardan dolayı, erkek arkadaşı tarafından suçlanarak yıpratılması ve sonunda intihar etmesi konusunu, nasıl bir senaryo çerçevesinde ele alırsanız alın, sonuçta amacınıza ulaşırsınız ve insanları üzersiniz. Yazar kendi iç hesaplaşmasını anlatmış.Bence anlatmamalıydı, Böyle bir şeyi kaleme almamalıydı. Çünkü insanlar, hayatta iken yaşadığı yanlış ilişkilerden dolayı sadece Tanrıya hesap verirler, Sevdiği insana hesap vermemelidirler. İşte Neva' da sevdiği insana, üstelik sevdiği adam, hayatına girmeden önce yaşadığı ilişkilerden dolayı, aşkına hesap veremedi ve intihar etti. Hayatta böyle bir şeyi kimsenin kimseye yaşatmaya hakkı yok. Hem bu acıyı yaşattı hemde kaleme aldı. Şimdi herkes ,belkide Neva için üzülüyor ve onun ruhuna dua ediyor, Ama Kitaptaki Romanın diğer kahramanı için neler düşünülüyor?