Olay örgüsü çok fazla ön plana çıkmamakla birlikte karakterler üzerinden yapılan taşra, kent, insanlar, evlilik, işsizlik, dönemin şartları çok güzel bir şekilde analiz ediliyor.
Kasabada babasının gölgesinde yaşayan Bedran artık o gölgeden kurtulmak için kente gitmeye karar verir. Ama kente gelse de o gölgeden kurtulabilir mi orası muamma. O kent yolculuğu sırasında otobüste geçen zamanı adeta bize yaşatıyor. Sonrasında kente gelip üç üniversite öğrencisinin yanında kalıyor. Tabi işsizlik gibi bir sıkıntı var. İş arama süresinde dönemin şartlarını çok güzel yansıtıyor. O dönemin şartları üzülerek belirtiyorum bugün de hala geçerli maalesef.Üniversite öğrencilerinin sıkıntılı yaşamlarını da etkileyici bir biçimde anlatıyor. Ayrıca düzenin, toplumun bir kişiyi nasıl tek tip yapmaya çalıştığını da eleştirel bakış açısıyla anlatıyor.
Evlilik konusunda da çarpıcı tespitleri var yazarın. Eşyaya verilen değerin insanın yaşamını, evliliğini nasıl yiyip bitirdiğini gözler önüne seriyor.