Yazar bir psikanalist yani Freud ekolünden ve hastalarındaki gözlemlerini anlatıyor. İnsanın biraz olsun bilmediği bir şeyi anlaması zor. Psikolojiye çok meraklı değilseniz kıskançlık size de olağan ve sağlıklı bir duygu gibi gelecek bunun için bir psikoloji kitabı yazılmasını anlamlı bulmayacak Ama bu duygunun varabildiği noktaları görünce muhtemelen siz de benim gibi şaşıracaksınız. Bazı gözlemlerimle örtüştüklerinden olsa gerek Başkalarına çok havada görünebilecek şeyler beni gerçekiliğle hemen etkiledi.
Freud’un psikolojik rahatsızlıkların köklerini çocukluk yaşantılarında aradığını biliyordum fakat kökle meyve arasındaki ilişkinin daha somut daha anlaşılır olacağını düşünüyordum. Yazar, Freudyen tavrıyla, hastaların anlattıklarından ya da rüyalarından geçmiş yaşantılarına dair öyle semboller öyle anlamlar çıkartıyor ki içinizden “yeme bizi marcianne” (yazarın adı) demek geliyor, yazarın bir şarlatan mı yoksa anlaşılması zor bir konuda teşriki mesai yapan bir bilim adamı mı olduğu konusunda gidip geliyorsunuz. Yani ilk hikâyede karşılaştığım tanıdık şeylerin aksine belki ben daha önce gözlemleme şansı bulamadığım için ya da öyle oldukları için saçma görünen şeyler de bolca var.