İlk İslami kitap okumaya başladığım zamanlarda tanıştığım ilk yazarlardan biri de Emine Özkan Şenlikoğlu idi. Eserlerinde kullandığı dil, halkın hemen her kesiminin rahatlıkla anlayabileceği, dahası halkın seviyesinde kullanılan bir üslup, yazara daha anlaşılır bir hava veriyor. Kitaplarını okuyanlar genellikle İslami yaşam ile yeni tanışan insanlar oluyor öncelikle. Ben Emine Hanım' ın entellektueller tarafından okunduğunu söyleyerek bir gaf yapmak istemediğim gibi yazarın eserlerinin tamamen eğitim seviyesi düşük bir kitlece okunduğunu söylemek küstahlığına da girmeyeceğim. Aksine Emine Hanım' ın eserleri genellikle İslami yaşamla tanışanların ilk olarak rehberliğini yapan kitaplardır. Bu nedenle Emine Özkan Şenlikoğlu Hanım' ın eserleri kendisinin de telakki edebileceği gibi aslında bir misyona sahiptirlerde.
İsimsiz kitapta yer alan anlatımlar insanı bir ev sohbeti içerisindeymiş havasına sürüklüyor. Sanki evimizde biri ile sohbet ediyor ve ondan ders alabileceğimiz ögeleri dinliyormuşuz gibi okudum kitabı. Emine Hanım' ı çizgisinde izlemiş olduğu kararlı tavrı nedeni ile de saygı ile okuduğumu belirtmek isterim. Kitapta sözü edilen gitti 63 geldi güç yazısı da, aslında yazarın bakış açısının entellektuel eleştiriden halkın anlayabileceği bir yazındizinsel eleştiri bütünü halini aldığının da bir kanıtıdır. Hanımefendi İslami eserler veren yazarlar içerisinde daha alt kültürden insanlara hitap eden bir entellektuel birikim şeklinde karşımıza çıkıyor. İsimsiz Kitap adlı eseri de aslında makaleler şeklinde bir hicviye üslubunu da anımsatıyor. Türkiye' nin tüm pencerelerinden ışığı görmek isteyenler için okunması gereken bir eser olarak düşünüyorum. Ama artık Emine Hanım' ı kitaplarından ziyade çalıştığı dergiden takip ettiğimi de belirtmeden geçemiyorum.