Tarihin arka odalarında gezinebileceğim bir hikaye ile karşılaşmanın vereceği mutluluk ve merak ile altı ay önce aldım kitabı. Sıkıcı yazılmamasına rağmen, daha çok belgesel verilere dayanarak yazılmış, bir aşk hikayesi. Kitabın yüzüncü sayfalarından sonra, bu hikayeyi Ayşe Kulin yahut Ahmet Altan yazmış olsaydı çok daha sürükleyici ve şavkla okunur olabilirdi diye düşünmeden edemedim...Kitabın içinde çokça sayfalar boş bırakılmış, bu da bana kitabın daha kalın olmasından dolayı ticari amaç'a önem verilmiş olabilme duygusu uyandırdı. Bir genelleme yapacak olursam, meraklıları çok fazla beklenti yüklemeden okusun...
Aynı zamanda, bir şair'e devletin maddi anlamda bu kadar arka çıkmış olması durumunu hayretler içinde okudum ve bu tesbitime dair, kitabın içinden alınmış, İbnülemin Mahmud Kemal'in,'Merhum, hayatta çok çekti,' diyen birine tebessümle şu cevabı verdi: 'Hamid, çok değil, üç şey çekti: buldukça akşamları mey, sineye dilber ve hazineden para...' demiş olması hayret etmem de yanılmadığımı isbat eder gibiydi...Okunası bir kitap.