Distopik anlatı türüne örnek bir roman. Çiftlikte geçen hikayede yazar, insanlar ve hayvanlar arasındaki hiyerarşik düzeni temel alarak toplumsal bir eleştiri yapıyor. Bir hayvan çiftliğinde yaşayan hayvanların çiftlik sahibine başkaldırışını ve yeniden kurulan düzeni anlatıyor. Yeni kuracakları düzenin eşitliğe dayalı bir sisteme dayanacağını vadetseler de sürecin sonunda işlerin başka bir hal aldığı anlaşılıyor. Eşitlik umut edilirken diktatörlük baş gösteriyor. Hayvanlar arasında işlerin ortak bir biçimde paylaşılacağı düşünülürken yönetimi eline geçiren tür, kendi iktidarını dayatmaya başlıyor ve olaylar gelişiyor. Mizahi dilinin altında yatan hiciv, yazarın üstün kurgu gücünü de ortaya çıkarıyor.