Yazarın 1980’li yıllarda yazdığı makalelerinden derlenmiş bir kitap.
Yazar, Türkiye’nin geleneğinde bilime saygı olduğu ve bilimadamlarına itibar gösterildiğini belirtiyor, eğer öyleyse bu günkü bilimin içine düştüğü içleracısı durum nereden geliyor acaba? Madem ki bilime ve bilimadamına bu kadar itibar vardı üretilen bilim sanayileşmeye ve toplumsal refaha neden katkı sağlamadı acaba? Harf devriminin geçmişle bağın koparıldığına neden olduğu iddialarına karşı, aynı alfabeyi kullansak dahi eski belgeleri ancak bir uzman vasıtasıyla anlayabileceğimizi, 16. yüzyıl Venedik arşivlerinin bile bu gün aynı alfabe kullanılmasına rağmen sıradan Venedikliler tarafından anlaşılamadığını örnek gösteriyor.
Türk kökenli toplumların konuştuğu Türkçe’lerin aslında farklı diller olduğunu belirtiyor, oldukça kafa karıştırıcı bir açıklama. Hatta birbirlerini tercümansız rahatlıkla anlayabilen slav dillerinin bile farklı diller olduğu görüşünde.