Populer kişisel gelişim kitaplarında bahsi geçtiği gibi “insan isterse şunu yapar,bunu başarır" diye bir şey sözkonusu değil,bir kader var.Bir düğün salonunda güzel iki çift göze misafir ol,sonra yıllarca o gözlere ucuz kitaplardan okuduğun şiirleri güzel sözleri yaz,nihayet o gözlerin sahibini kendine kaderdaş kılmak için kaçırmaya niyetlen ama amcaoğlun seni kandırıp aşık olduğun kızı değilde ablasını sana hayat arkadaşı yapsın.Bu kader meselesini yazarken yazar kendi düşündü mü bilmem ama ben insanın ne kadar da aciz olduyunu gördüm.
Kaldı ki yıllarca boza satmak uğruna dolaşılan bu şehrin ‘İstanbul'un' sokaklarından insana tuhaflıktan başka da bir şey bulaşmazdı zaten.
Orhan Pamukta öyle diyor.
..sehri sehir yapan seyde zaten kalabalik icinde insanin kafasindaki tuhafligi saklayabilme imkaniydi..
İnsan bu alemde payına ne düşerse ona razı olmalı.
Mevlüt te sonunda bunu kabul ediyor.
“Ben bu dünyada en çok Rayiha yı sevdim."