Beklentisiz başladığım ancak beni tatmin eden, uzun zamandır okuduğum beni en çok içine alan kitaplardan biriydi kesinlikle.
Hikayenin içinde psikolojik ögeler olmasını ve yazarın bunu okuyucuya aktarış biçimini sevdim. Çünkü Naomi'nin o dört duvar içinde hapisken hissettiklerini, özgürlüğünü kaybeden birinin düşüncelerini, ve hastanenin o soğuk, gergin ortamını okurken hissedebiliyorsunuz.
Ancak kitapta daha çok sevdiğim şey, kesinlikle yazarın duyguları betimleme şekli oldu. Aşk, tutku, umutsuzluk, acı gibi duygular o kadar güzel cümlelerle betimlenmişti ki, hepsini okurken hissettim ve altlarını çizdim.