Murakami'nin çok konuşulan kitabını nihayet ben de okudum. Diş hekimi kocası ve küçük oğluyla birlikte mutlu, sıradan bir hayat sürmekte olan otuz yaşlarındaki kadın, bir gece gördüğü kâbustan uyanır ve bir daha uyuyamaz. İşin tuhaf yanı, hiç uyumamasına rağmen kendisini gayet iyi hissetmesi ve normal hayatına devam etmesidir. Kendisine kalan uzun gece saatlerinde tekrar kitap okumaya ve hayatını sorgulamaya başlar. Kocası ve oğlu asla durumu fark etmezler. Uykunun anlamının yalnızca, birbirinin aynısı olarak yaşadığı günler için enerji toplamak olduğunu düşünür. Uyanıkken yaşadığı kâbus benzeri bir anda hikâye biter.
Sanırım öyküye herkes kendi sonunu yazabilir. Bana, sanki uykusuz geçen gün ve geceler rüya olabilirmiş gibi geldi. Belki de tersidir.