Kitapta en çok etkilendiğim kısım Ortadoğu gerçeğini mükemmel bir biçimde anlatan “harese” hikayesiydi. Harese nedir bilir misin oğlum?
Arapça eski bir kelimedir.Bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir.Harese şudur evladım.Develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani.Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır.Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye Bütün Ortadoğu’nun âdeti budur oğlum, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz.Kendi kanının tadından sarhoş olur...”