Jamie'nin saf ve katıksız aşkına karşın, Caitrina'nın ergen hareketleri serüveni gölgeleyerek sinirlerimi bozdu. Sevdiği kadını mutlu edebilmek adına elinden gelen her inceliği sergileyen bir erkeğin emeklerinin -neredeyse görmezden gelinmesidir okuyucularla yani bizlerle buluşturulan. Asi'yi okurken içimde yeşeren masum aşk, İskoç savaşçı'ya karışırken duyumsadığım çelişkiye eklendi... Okuduğumuz her kitap, spiritüel olarak edindiğimiz bir deneyimdir' kavramından yola çıkarak, malum romanın bizlere muazzam dersler verdiğini ifade etmek isterim. Aşk... Avuçlarımızın arasında tecelli ettiği an, kendisine sıkıca tutunulması gereken bir sihirdir. Tıpkı Caitrina'nın aslında yapması gerektiği gibi... Kısacası, keyifli bir serüvendi. Lakin, çifte dair tam manasıyla ısınamadım diyebilirim. Tarihi bir aşk romanı olarak okunmasını kesinlikle öneririm. Monica Mccarty'nin tüm romanları gibi... İyi eğlenceler dostlar... :)