Benden Selam Söyle Anadolu'ya (Ciltsiz) Hakkındaki Yorumlar

Emin olun çevrenizdeki kişilere tavsiye edersiniz

Beni çok mutlu eden bir kitap değildi

Batı Anadolu'da Rumların 1912-1924 sürecinde yaşadıklarını anlama bakımından çok önemli bir kitap.

Kitabı okuyamadım çünkü içerisinde bir çok sayfası eksik. 18.baskı gönderildi. Kitabı sipariş ederken eksik sayfa olarak gelebileceğini dikkate alın. Müşteri hizmetlerine durumu bildirdim fakat bir haftaya yakın süredir yenisi gelmedi. Kitabı birkaç gün içerisinde bitirmem gerekliydi okul dersi için ve bu yüzden dışarıdan almak zorunda kaldım. Uzun süredir buradan alışveriş yapan biriyim ve demek ki bir sıkıntı olduğunda bu şekilde davranılıyor kitap severlere yazık. Artık en iyisi başka şekillerde kitap temin etmek.

tarihi gerçeklere samimi bir bakış

Babamın isteği üzerine aldım, merakla okumayı bekliyor.

Okurken önyargılıysak, kesinlikle anlaşılamayacak denli sıkıcı gelebilen ama biraz zamanını düşünüp ve empati ile yaklaşırsak göğsünüze sıkıntı sokacak bir kitap.

Bu kitabın yansıttığı şeylerin ne kadar tarafsız olduğu kesinlikle tartışmaya fazlasıyla açık. Ödev için okumuştum yoksa yarım bırakılası daha doğrusu kenara atılası bir kitaptı.

Konusu güzel ama durağan bir kitap

Birbiri ile neredeyse aynı olan iki toplumun nasıl olupta birbirine düşman yapılabildiğini yazar mükemmel şekilde anlatmış, İçinde anlatılan vahşiliklerin dışında çok duygu yüklü bir anlatımı var, savaş her iki taraf için de büyük felaket demektir, anlatıcı rum asıllı olduğu için olayları kendi bakış açısından anlatmış fakat doğruyu söylemesi gereken yerde saklamamış cümlelerini, çok etkileyici sonu hüzün dolu okunması gereken harika bir kitap

anadolu doğumlu rum yazarın anlatımında osmanlının son yıllarında ki türk ve rum halklarının ortak acılarını sevinçlerini anlatan güzel bir eser.

Yazar yaşanan olayları Kendi açısından anlatmış, ancak Türklein yaşadıkları acılardan çok rumların yaşadıklarını yazmış. Bud a normaldir fakat hiç bir şey tek taraflı yaşanmamış ve yaşatılmamıştır. Ben bir mübadil torunu olarak kendi ailemin yaşadıklarını birebir kendi ağızlarıdan dinlediğim için rumlar türkler tarafından kendilerine uygulanan mezalimi anlatırken kendilerinin Tüeklere uyguladıkları mezalimi geçiştirerrrek anlatmayı yeğlemişler. O tarihlerde yaşananlar çok acı her iki tarafta ne yaşamışlarsa laf kalabalığı yapılmadan mertce anlatılmalı bence.

sadece türkler değil, rumlar da acı çekti. sadece rumeliden türkler değil, anadoludan da rumlar mübadele edildi. sadece türk askeri ve türk milleti acı çekmedi, rumlar da çok acılar çekti. sadece türk ordusu kayıp vermedi, yunan ordusu da kayıp verdi. biz sadece kendi tarihimizi okuduk ve düşman olarak tanıtılan yunanlıların çektiklerini yoksaydık. ordumuz çok zor şartlar altında türk milletinin kısıtlı kaynaklarıyla müthiş bir zafere imza atmıştır. ama savaşın yunanlılar gözünde de zorlukları oldu elbet. bütün bu olaylar olurken kimsenin dikkate bile almadığı bir insan kitlesi vardı: anadoluda yaşayan yunanlılar, yani rumlar. anadoluya çıkartma yapan yunan ordusunu güllerle mi karşılayacaklardı, yoksa huzurlu bir biçimde yaşadıkları osmanlı ile aralarına nifak sokacakları için türk ordusuna katılıp omuz omuza kovacak mıydı? bir yandan yüzyıllardır şikayetsiz bir biçimde yaşadıkları topraklarda yaşamaya devam etmek istiyor, öbür yanda ise bağımsız bir yunanistanın hayali kendilerini cezbediyordu. 400 yıl suskun kalan ayasofyada yeniden yankılanması muhtemel çan sesleri... kurtuluş savaşından önce, savaş sırası ve savaş sonrası rumların yaşadığı trajedileri anlatan müthiş bir eser. en önemlisi de yaşanan tüm kötülüklerden pişman olunması ve eski barış dolu günlere duyulan hasret...

Orijinal adı "Matomena Homata" olan "Benden Selam Söyleyin Anadolu'ya" isimli kitapta yazar Dido Sotiriu, savaşın acımasız yanını ortaya koyarak yaşamış olanların çektiklerini yeni kuşaklara aktarmayı amaçlamış.
Hikayesi özetle; savaş nedeniyle Yunanistan'a göç eden Anadolu Rumlarının orada da huzur bulamaması, beklemedikleri türlü zorluklarla yüz yüze gelmeleri ve uzun yıllar sıkıntıdan kurtulamamaları üzerinedir.
Okunması akıcı, anlaşılır ve mesajlar içeren bir kitap

Yıllarca kendi tarihçi ve insamlarımızdan dinlediğimiz Kurtuluş Savaşı dönemine bir Rum un gözünden bakmak,bir Rum dan dinlemek,herkes için farklı bir deneyim olacaktır kanaatindeyim.

"Anadolu'nun zenginliklerini elinde tutan Hıristiyan halkların,ortadan kalkması gerekiyordu;önce Almanların,dahasonra da müttefik kapitalistlerin yayılıp gelişmesine engeldi çünkü bu halklar...Ve ekonomik egemenliklerini güvence altına almak için,en alçakca planlarını kuran yabancı monopoller,her şeyden önce Ortadoğu'nun petrol bölgeleriyle Ön Asya'nın masallara layık zengin bölgelerinden geçerek,Bağdat'tan İzmir'e ulaşan demiryolu hattını ele geçirmek istiyorlardı.Altın Tiftik hikayesi,devam ediyordu yani..." Bu satırlar eserin 118.inci sayfasından alınmıştır.Emperyalizmin insanlığa hediye(!) ettiği acılardır Yunanlılar'ın Küçük Asya Felaketi dedikleri olaylar...MUTLAKA OKUNMALI...

Biz bu toprakların, bu acıların, bu ayrılıkların insanlarıyız....
Toprak bizi "bir" kılıyor...
Ne ırkımız ne dinimiz ne de farklılıklarımız....
Toprağımız...
Geçmişe dair güzel hatıraların ve günümüzle ilgili yapılabilecek çıkarımların çakmağını yakan kıvılcımları bünyesinde barındıran güzel bir eser...
Tavsiye ederim...

kitabı bir solukta okudum. 1. dünya savaşı anılarını paylaşan yazar o günleri bize adeta yaşatmış fakat bazı noktalarda abartıya kaçtığını da atlamamak gerek. zira bir bölümünde 40 bin rum un katledildiğinden bahsetmiş ki bu kuyruklu yalandır. yazarın bir rum olduğunu unutmadan okumanız gereken bir kitap.. farklı bir bakış açısı isteyenlere önerilir..

Arka kapağında yer alan vicdan azabıyla dolu monoloğu okuyup almaya karar vermiştim. Savaş yıllarına "karşı taraf"ın gözünden bakmak isteyenlerin okuması gereken bir eser. Birinci Dünya Savaşı'ndaki Amele Taburları, İstiklal Harbi sırasında Rumların Yunan Ordusu'na katılması ve İzmir'in Türk Ordusu tarafından kurtarılışı gibi tarihî öneme sahip olayları içeriyor.

Vatan nerede, milliyet kavramı nerede, nereye ait insan? Kitap boyunca bunları düşündüm durdum. Yüzyıllarca bereketli Anadolu'da Osmanlı tebası adıyla yaşayan milletler demek ki hiçte dost ve kardeş değillermiş. Bir kıvılcımla birbirinin gırtlağına sarılmışlar...

içe dokunan hüzünlü bir roman okunmalı okutmali ders almalı

"Tarafsız bir gözle yazıldı" Külahıma anlat. Yunan çocukları üzerinde Türk düşmanlığının taze ve diri tutulması için yazılan , Yunanlı her ortaokul öğrencisinin okumak zorunda bırakıldığı bir roman. Uyan Türk.

1. Dünya Savaşı'nda Anadolu'nun zenginliklerini sömürmek isteyen emperyalist güçlerin asırlardır dostça yaşayan Türk ve Rum halklarını birbirine düşürdüğü mesajını veriyor kitap. Karşılıklı acılar yaşandığı belirtilse de Rumların acıları daha dehşetli ve ayrıntılı işlenmiş. Bu kusur yazarın tarafsızlığını zedelemiş. Yine de okumaya değer bir eser...

hazin bir osmanlının son dönemi ve milli mücadele dönemi romanı...yer yer trajik, yer yer dramatik ama hiç şüphesiz çok etkileyici...mutlaka okunmalı...

evet etkileyici bir kitap, fakat yanlı
mesela türklerin yaptığı öldürme ve tecavüz vakalarını ayrıntılı tanımlıyor

rumların yaptığı olayları ise sadece öldürdü ve tecavüz ettiler diye geçiştiriyor

kitabı okuduktan sonra okuyucunun aklında sadece türklerin yaptığı şiddet ve vahşet kalıyor, rumların yaptığı vahşet ise hafızamızı teğet geçiyor, sizce bu profösyonel bir taktik değil mi

edebi yönü beni çok etkiledi kitabın, o konuda on numara bir kitap

türklerin mübadelede ne çektiğini merak ediyorsanız gökhan gökçenin rumeliye veda kitabını tavsiye ediyorum, karşılaştırmalı metin okumak her zaman daha iyidir ve bu kitaptakilerin resmi belgeleri de var üstelik

Kitap Anadolu'dan Yunanistan'a göç ettirilen Rumların bu olaya bakış açısını birinci elden anlatmış bir kitap. O zamanlarda Türk ve Yunan halklarının birlikte yaşayışlarını ve hayatlarını geçirme tarzlarını bizzat yaşayan Dido Sotiriyu'ya bu kitabı yazdığı için sonsuz teşekkür etsek azdır.Her Türk'ün ve her Yunan'ın okuması gereken müthiş bir kitap.Okunmalı ki bu iki halkın hep düşman olmadığı görülebilsin.Okunmalı ki bu iki halkın bir zamanlar birbirlerini sevdiklerini ve huzurla birlikte yaşadıklarını görebilelim..

Mutlaka okunması gereken insana sevinci hüznü dosluğu ve düşmanlığı aynı anda farklı bakış açılarıyla sunabilen bir kitap çok etkileyici kesinlikle okunmalı

Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine alıp okuduğum bu kitabı ben de herkese tavsiye ediyorum. Çünkü Egede doğup büyüyen Rum yazar Dido Sotiriyu, uzun yıllardır aynı topraklarda kardeşçe yaşadığı söylenen iki farklı milletin nasıl birbirine düşman edildiklerini açıkça gözler önüne seriyor.

belki de bir nevi günümüzü yansıtan tarihin gerçekliğini acımasızlığını ..kardeş toplumların SAVAŞ la birbirlerinden nasıl koptuklarını,savaşın yıktığı yok ettiği sürecleri okumanın yanında yaşıyorsunuz..

Türk-yunan ilişkilerini çok güzel bir şekilde anlatmakta.fikir sahibi lmak isteyenlere tavsiye olunur.

Bu kitap 1. paylaşım savaşını daha özelinde Yunanistanın işgalini anlatmaktadır. Şu ana kadar rastladığımız türk yazarların o dönemi silahlı mücadele üzerinden anlatmasıdır. Çok önemli bir nokta atlanmış oluyor bu savaşın bir emperyalist paylaşım savaşı olduğu. Bu önemli noktayı işlemesi açısından Satiriou'nun "Benden Selam Söyleyin Anadolu'ya" romanını şiddetle tavsiye ederim. Bu savaşın iki kurbanının Türkiye ve Yunanistan olduğunu çok iyi anlatır. Saçmasapan, anlamsız, insanlık için zararlı Yunan düşmanlığını kırmaya yardımcı olması açısından dilimize çevrilmesi büyük şanstır.

1.Dünya savaşı sonunda Anadolu'nun Yunanistan'a ilhakı için Türkiye'yi arkadan vuran Ege'li Rumların bu uğurda yaptıklarını anlatan Türk düşmanlığı ile dolu bir kitap.
Kitapta Rum'ların Türklere yaptıkları, savaş ortamında olabilecek sıradan olaylarmış gibi anlatılırken, canı yanmış Türk'lerin kendilerini savunmak için, ya da katliama uğratılan ailelerinin intikamıyla yaptıkları saldırılar barbarlık ve canilik ifadeleriyle anlatılmış. Savaş sırasında kendisine kucak açan Türk ailesinin kızının bile ırzına geçip sonra da kaçıp Yunan orsunda gönüllü askere giden Manoli adı Rum, tüm kinini kusmuş kendi anılarından oluşan bu kitapta. Kitapta pek çok abartılı ifadeler var, mesela; Türkler, 40 bin Rum'u toplayıp bir dere yatağında topluca katlettiler diyor Manoli. Bunun hiç bir mantıklı tarafı olmadığını söylememe bile gerek yok sanırım, zira bahsedilen rakam 40 bin!!!
Dedelerimizin kurtuluş savaşı mücadelesini vererek canları pahasına yurdumuzu bunlardan kurtardığı için ne kadar şükretsek az olduğunu bu kitabı okuyunca anlıyoruz. Aksi halde dünyaya gelme şansı bulabilenlerimiz dünyanın herhangi bir yerinden Anadolu'ya selam göndermek zorunda kalacaktı. Hangi akla hizmet bu kitaba A.İpekçi barış ödülü verildi onu da anlamış değilim.

Bu kitabı okumaya başlamadan önce belirli önyargılarım vardı.Nedeni de gayet açık ,yazarın bir Yunan ve konunun da kurtuluş savaşı sırasında Yunan ve Türklerin arasında geçenler olması.Bir Yunanda çok farklı bir tarz beklemekteydim bu kitabı okuyama başlarken.Sert bir üslup,
hep Türleri eleştiren bir taraf beklerken sorumluları ve yanlış tutumları o kadar farklı bir tarz ve üslupla yazmış ki yazar insanın ilk başta inanası gelmiyor.I. Dünya savaşında Türkler ve Yunanlılar
üzerine oynanan oyunun neler olduğunu,nasıl iki milletin birbirine düşürüldüğünü o kadar sade bir dille hem de hiç dallandırıp budaklandırmadan anlatmış ki.Kurtuluş savaşında neden sadece Yunanlılarla ciddi bir savaş yaptığımız en güzel açıklayan kitaplardan biri bence.Okuyup ta
ibret alınacak tarihi doğru yorumlamaya yarayacak güzel bir eser