Bıçağın Ucu Hakkındaki Yorumlar

Saplantılarıyla boğuşan, genelgeçer ahlak kurallarının hor gördüğü bir durumu içinde hissederek yaşayan, Bayraktar Paşazadelerin kızı Suat.. Kadınlardan korkan, onları doğru dürüst tanımayan ve fahişelerin dışında hemen hiçbirisine yanaşmamış, Manisa eşrafından Hacıbeyoğlu'nun oğlu Halim... Bu iki insan, hapsedilmiş bir ozanın kurtarılması için düz..

Attila İlhan farkıyla şiirsel bir roman ama sokak dili ile edebiyatın yoğrulduğu muazzam bir roman.

Üçlemenin ikinci kitabı ve yine çok güzel

KURTLAR SOFRASINI OKUDUM ÜÇLEMENİN İKİNCİ KİTABI BIÇAĞIN UCU. ATTİLA İLHAN ROMANLARI OKUMAK BANA BİRAZ ZOR GELSE DE BÜYÜK ZEVK VERİYOR.

Aynanın içindekiler serisinin ilk kitabıdır. 1960 dönemi Türkiye'sindeki asker, aydın, burjuva gruplarının portresini çizildiği dönem kitabı olarak güzel bir kitap.

İki dönemi birlikte ele alan, dili şiirsel ve zamanına göre cesur bir roman.

"Aynanın İçindekiler" serisinin ilk kitabı.Attila İlhan, kendine has betimlemeleri ve farklı anlatımı ile güzel bir dönem romanı ortaya koymuş.Zevkle okunan bu eseri herkese öneririm...

Şahane bir Attila İlhan romanı..

Attila İlhan sevenlere tavsiye edeceğim bir roman.

Aynanın içindekiler serisiyle tanışmamı sağlayan kitap. Türk edebiyatının mihenk taşı niteliğinde bir seri. Okuyunuz, Okutunuz

Attila İlhan'ın 'Kurtlar sofrası' kitabı öncesinde okunursa daha anlaşılır olacağı kanısındayım.

Attila İlhan'ın Aynanın İÇindekiler Serisi'nin ilk kitabı. Kitap belki de Yazarın dediği gibi kronolojik sıralama ile okuma zorunluluğu yok ama bu şekilde okunursa kesinlikle daha çok keyi alınacağı aşikardır.

Kitabı hediye olarak aldım.iAtlla İlhan'ın "Aynanın İçindekiler" başlığı altında sunulan dizisinin en önemli kitabı. 27 mayısı anlatıyor. Halkla bir türlü bütünleşemeyen solcu aydınlar, eski bir kuvayı milliyeci "zabit", yeni bir devrimci genç subay, yanlış aşklar ve 27 mayısa gelirken son 5 ay bu romana sığmış.hayatımda okuduğum en lezzetli kitaplardan birisi.

"Geçmişini bilmeyen, geleceğe ışık tutamaz" sözünün tam olarak karşılık bulduğu bu kitabı okumak; içinde bulunduğumuz ortamın, geçmişin tekerrüründen ibaret olduğunu ve elbette her başlangıç gibi sonun varlığını görebilmek açısından büyük bir teselli olabilir...

Atilla İlhan'ın,yakın tarihimizi sürükleyici bir konu içerisinde eriterek anlattığı bu yapıt,27 Mayıs'a giden süreci adeta yeniden yaşatıyor.Bunun yanında,dönemin-günümüzde de değişmeyen-birçok sosyokültürel sorununu karakterlerin hayatından kesitlerle okuyucuya sunuyor.Aynanın İçindekiler serisinin kronolojik olarak incelendiğinde ilk kitabı olan bu eser,yakın tarihimize ilgi duyan gençler ve dönemi "yeniden yaşamak" isteyen olgunlar için tavsiye edilebilecek seviyededir.Ayrıca,serinin geri kalanını da okumuş biri olarak söyleyebilirim ki,diğer kitapların fevkaladeliğinin de teminatı niteliğindedir.

Atilla İlhan yine 1960 darbesini ve darbe öncesi bazı olayları konu etmiş. Bu dönemle ilgili en fazla bilgiyi Yaraya Tuz Basmak kitabı veriyor-şu ana kadar okuduklarımın arasında-ama her kitabında o dönemin bunalımını hissetmek mümkün.
Atilla İlhan'ın kitaplarında dikkatimi çeken başka bir şey, hemen her kitapta mutlaka kadınlara ilgi duyan bir kadın karakterin olması-hatta bu kadının baş kadın karakter olması (sanırım sadece Yaraya Tuz Basmak'ta böyle değildi) Hele Fena Halde Leman ile Haco Hanım Vay kitapları tamamen bu konu üzerine kurulmuş. Hakikaten çok ilginç bir konu, ama Atilla İlhan'ın bu merakı nereden geldi diye de merak ediyorum doğrusu.
Kitap tat veriyor, biter bitmez yeni bir Atilla İlhan kitabı alma isteği uyandırıyor (nitekim öyle yaptım). Yalnız bu kitaptaki Türkçe beni hayal kırıklığına uğrattı. Atilla İlhan'la alakası olamaz, neyle alakası var onu bilemiyorum ama.

Kitabın seri halde olduğunu bilmeden bu kitaptan başladım. Bu nedenle bazı şeyler havada kaldı. Seriye bu kitaptan başlamayın:(

attila ilhanın türkçeyi kullanımı her romanında her şiirinde olduğu gibi yine muhteşem, olayları ifade şekli tamamen kendine özgü başka yazarlarda hiç rastlamadığım kıvraklığa sahip.Bıçağın ucu bu çerçevede attila ilhan romanlarının ilk sıralarındaki yerini alıyor bence ,birçok konuyu aynı anda biribirine bağlı şekilde anlatmış...ilk başından itibaren sonucu ile ilgili senaryolar yazıyorsunuz........

Büyük usta Attila İlhan bu romanında 60 darbesi öncesinde yaşanan siyasi olaylar çemberinde yuvalanan hayatlardan bir örnek sunmuş. Menderes Hükumetinin icraatları sonrası daralan demokrasi çerçevesinde fişlenmiş yaşamların zor mücadelesini anlatırken olaylara asker, sivivl, politikacı gözünden bakabilmeyi başarmış. Anlatımı biraz ağır olmasına rağmen küçük sürprizlerle süslenmiş olaylar zinciri insanı romana bağlıyor ve sonunu merak etmekten kendinizi alamıyorsunuz.

Şiirini okuyanlar bilir zaten Attila İlhan'ı.Kitabında da her sayfada bir iki dize göz kırpıyor."Şiirsel anlatım" dedikleri İlhan'ın romanı gibi olmalı.