“… Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde, güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında, toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak. Benden hikayesi.” diyor Sait Faik, Son Kuşlar adlı hikayesinde. Bu kitabın ilk hikayesini okumaya başlayınca bile aslında Sait Faik’ten öykü okumakla ne kadar yerinde bir seçim yaptığınıza kanaat getiriyorsunuz. Ve hâlâ kuşlara yetişebilen bir nesil olmanın şanslılığını duyarken yüreğinizde bir hüzün kaplıyor içinizi birden, çünkü gerçekten dünya değişiyor ve güzelliklerin çoğu “türü tükenenler” listesinde yerini alıyor gün geçtikçe. Kış’ın şiirselliğini duyuyorsunuz rüzgârların çeşitliliği içinde… tıpkı balıkların, kuşların ve daha nice şeyin nice ismini öğrendiğini Sait Faik’ten.
“Edebi eserler, insanı yeni ve mesut, başka iyi ve güzel bir dünyaya götürmeye yardım etmiyorlarsa ne işe yarar?” diyen yazarın sözünün arkasında durduğunu görüyorsunuz okudukça.
102 sayfadan oluşan bu öykü kitabının kapağındaki fotoğrafına bakınca da Sait Faik’in içindeki zenginlikleri, hüznü ve çocuk saflığını hissediyorsunuz. Daha bir coşku ile devam ediyorsunuz okumaya hikayeleri bir bir.
İnsani yaşanmışlıklara tanıklık ediyorsunuz satırlar arasında gezinirken… aslında tanıdık bildik bir arkadaşınızla sohbet ediyorsunuz gibi bile hissediyorsunuz bir aralık! Ve gülümsüyorsunuz.