Dilimizde bolca bulunan ve anlamları hemen hemen herkesçe bilinen birçok deyimimiz vardır.. vardır olmasına da peki bunlar bir anda yerden mi bitmişlerdir? İlk defa nasıl bir olay neticesinden ağızdan dökülmüştür bu güzel ifadeler? İşte bu konuları amaç edinen kitap A'dan B'ye, Ç'den G'ye, H'den K'ya, L'den R'ye, S'den Z'ye diye alfabetik olarak bölümlere ayrılmış. Ayrıca bir de sonuna meraklısı için bazı deyim ve söz gruplarının kısa tarifleri eklenmiş. Bam teline basmak, nabza göre şerbet vermek, tabanları yağlamak gibi deyimlerimiz işte bu son bölümde kendilerine yer bulmuşlar. Önceki bölümlerde ise atı alan Üsküdar'ı geçti, balık baştan kokar, balık kavağa çıkınca, bize de mi lo lo, dokuz doğurmak, güme gitmek, keçileri kaçırmak, mercimeği fırına vermek, rahmet okutmak, vur abalıya ve yok devenin başı gibi çokça kullandığımız deyimlerin hem öyküleri, hem de anlamları işlenmiş. Eleştireceğim bir nokta var ise o da yayınevinin bu türde bir kitap olmadığını belirtmesidir. Halbuki Prof. Dr. İskender PALA'nın İki Dirhem Bir Çekirdek kitabı da aynı şekilde oluşturulmuş bir kitap. Üstelik iki kitabın ortak olarak ele aldığı deyimlerimiz de mevcut. Hatta hikayesi konusunda tenakuza düştükleri de vaki. Ama sonuçta bu kitabın değerinden kaybettirmez. Deyimlerimizin eğlenceli öyküleri için bu kitabı tavsiye ederim. Ayrıca bu kitabın bir de ikincisi olduğunu belirteyim.