Osmanlı ve İran'da Mezhep ve Devlet Hakkındaki Yorumlar

Olayların daha derinlemesine anlatılmasını beklediğim ama bulamadığım fakat genel olarak beğenerek okuduğum bir kitap.

Kitabın adından da anlaşılacağı gibi tarihsel süreçleri karşılaştıran bir çalışma. Alana ilgili olanların faydalı bulacağı bir eser.

Osmanlı ile İran Devletlerinin tarihsel sürçete dini nasıl ele aldıklarını ve siyasi süreçlere ne kadar dahil ettiklerini anlatan bir eser.
Bu tarihsel sürecin sonucu olarak, günümüzde dahi Türkiye ve İran arasındaki dine bakış farklılıklarına da atıfta bulunuyor.
Taha Akyol, objektif bir yazar. Dili ise çok naif, sade ve akıcı.
Tavsiye ediyorum.

Fazlasıyla 10.Baskıyı hak etmiş bir çalışma. Ayrıca Rıza Yıldırım 'a ait "Aleviliğin Doğuşu" kitabınıda beraberinde okumanızı önerebilirim.

Şahane bir kitap olmuş. Akademisyenlerin yazamayacağı bir kitap olmuş. Konuyla ilgilenenlerin ufkunu açacak bir kitap. Kesinlikle tavsiye ediyorum.

Osmanlı'da sünniliğin İran'da şiiliğin nasıl hakim olduğunu ve tarihsel gelişimini özet şeklinde anlatan bir kitap. Konu ile ilgilenenlere tavsiye ederim.

Mezheplerin devlet organizasyonuna etkilerini güzel bir şekilde anlatmış

osmanlı ve iran devlet ve toplum anlayışını kıyaslaması önemli...

Sayın Akyol hadiseleri çok farklı ve etkili şekilde ele alır ve siz o hadiseler hakkında ezber yapmayı değilde düşünce üretme imkanını yakalarsınız.Osmanlı ve İran gibi mezhep farkına göre tarihi yaşanmışlıkları olan 2 devleti öyle güzel karşılaştırarak anlatmışki şahane olmuş.Konuya ilgisi olanların kesinlikle okuması gereken bir kitap.

bu konuda akademisyenlerin yazmadığı bir kitap yazmış Taha Akyol.. Meraklısını tavsiye edilir.

Kısa, ince, anlaşılır bir dille günümüz sorunlarına da değinilerek ele alınmış

şii sünni ayrımı lgisini çeken, iran-türkiye rekabetine dikkat eden herkesin okuması gereken bir kitap

Türkiye hiç bir zaman İran olmaz görüşü kitabı okudukça sizi kaplıyor...

Harika bir kitap olmuş. Çok başarılı bir çalışma.

İran'ı tanımak için okuyabileceğiniz bir kitap demişti Üniversitedeki hocam. Okuyunca bilgi sahibi olacağım inşallah.

yazarın tarih araştırmacılığında benim diyen tarihçilere göre akıcı ve yalın bir üslubu var. ülkemizde zaman zaman hortlayan iran'a ya malezya'ya benzeme endişelerinin neden yersiz olduğunu ispat eden bir çalışma.mutlaka okunmalı.

Osmanlı ve İran tarihine ışık tutan dini bir eser. Tarihle ilgilenenlere öneririm.

Osmanlı'da ve İran'da devletin merkezileşme sürecinde din ve mezhep karşısındaki tavırları açık ve akıcı bir üslûpla anlatılmaktadır.

Osmanlı ve İran üzerinde güzel bir çalışma. Objektif yazılmış.

Tarihsel süreç içerisinde mezhep faktörünün bu iki devletin siyasi dinamiklerini nasıl etkilediğini anlatan doyurucu bir eser.

Şiilik ve sünniliğin tarihi seyrini anlatan güzel bir kitap

türkiye'da yaşanan sosyal dini ekonomik siyasi ve ahlaki pek çok sorunun temelinde göçebelik ve yerleşiklik kavramları yattığı fikrindeydim. üstünden bin yıl geçse de hala yerleşik hayatı yani şehir kültürünü benimseyemediğimiz ama şehirden de uzaklaşamadığımız konusundaki düşüncelerimi daha iyi analiz etmemi ve tarihi temellere dayandırarak meselenin ayrıntılarını derinlemesine düşünmemi sağlayan bir eser oldu. Türkiye'de daha çok tarihçi ve sosyolog tarafından ele alınması gereken önemli bir konu.

NOT: bu kitaptan sonra yaşar kemal'in Binboğalar efsnesi'ni okumanızı tavsiye ederim

iran ve türkiye hiç benzemiyor. bu farklılığın köklerine yapılan derin bir inceleme tarihe yön veren aktörlerin osmanlı'da bürokrasi iran'da ise ulema olmasının bugüne etkileri de kitabın konusu ve tamamen tarafsız bir anlatım.

Taha Akyol'un tarafsız bakış açısıyla kaleme aldığı tüm eserleri kütüphanemizde olmalı.

taha akyolun kitaplarını pek beğenmem. ama bu kitap diğerlerine göre daha güzel geldi bana. bu konuda çok fazla kitap bulamadım, bu kitapta fena değildi, merak ettiğim bir çok soruma cevap buldum.

Türkiye'nin neden bir İran olamayacağının mantıklı gerekçeleriyle ifade edildiği, Osmanlı modernleşmesindeki eksikleri ve bunların Cumhuriyet Türkiye'sinde hangi araç ve yöntemlerle giderilebileceğini açıklayan okunası bir eser.

Geçmişten günümüze şiilik,alevilik,kızılbaşlık,sünnilik gibi kavramların ne ifade ettiğini,zaman zaman neden birbirleriyle çatıştırıldığının anlatıldığı,Taha Akyol'un müthiş sistematiği ile bir araya getirilmiş harika bir kaynak.Kesinlikle kitaplığınızda bulunmalı...

İslam'da farklı devlet ve mezhep yorumlarını analiz edebilmek için faydalı bir eser. Tavsiye ederim.

İran Türkiye sünni Şii ayrımlarını öğrenmek için okunması gereken bir eser tavsiye ederim

biraz sıkıcı ama mezhep konusunda farklı bir bakış açısı veriyor

Şiilik ve Sünnilik ve bunların devlet üzerine etkilerini anlatan çok güzel bir inceleme. Osmanlı ve İranı anlamaya çalışanlar için okumaya değer.

Osmanlı ve İran ilişkiler Şah İsmailin anadoluyu zapt etme halkı şiileştirme planlarından dolayı tarih boyu sorunlu olmuştur. Azerbaycanlılar Safevi devletini Şah İsmaili putlaştırarak Azerbaycan devleti olduğunu ifade ederler. bununla da kalmaz Yavuz'un farsça Şah İsmailin türlçe şiir yazdığını ifade ederler. halbuki bu kitapta belirtildiği gibi osmanlıda resmi dil türkçe iken safevi devletinde farsça idi. iranda köklü pers bürokrasisi hakimdi. Şah İsmailin veziriazamları genelde fars idi. İranda saray halkı türkçe konuşmasına rağmen fars kültürü ve dili hakimdi. yine kitapta ifade edildiği türkmenler yönetime katılmak için isyan etmişlerdir ve Şah Abbas döneminde birçok türkmen katledilmişdir. Yavuz'u alevi düşamanı olarak gösterenler Şah İsmailin sünni düşmanlığından iranı nasıl şiileştirdiğinden ve 'ben bu yola baş koydum ya herkes şii olacak ya da kılıçtan geçirilecek' dediğini söylemezler. iran ile osmanlı tamamen farklıdır. bu farklılığın temeli mezhep farklılığına ve türk fars kültürünün ayrılığına dayanmaktadır. SAFEVİ devletinin devlet yapısı fars geleneğinden geliyordu ve bürokrasisi genelde farslardan oluşuyordu. farslar eğitimli tabakaydı. bugün iranda 35 milyon türl olmasına rağmen türkçenin devlet kademesinde bir etkisinin olammasının nedeni Safevi ve Kaçar hanedanlarının fars bürokrasisine fars kültürüne teslim olamasındandır. sünnilikte ruhban sınıfı yoktur ancak şiilikte ruhban sınıfı vardır. zekatı hakları olmadığı halde din adamları alır ve imamların vekili olduklarını iddia ederler onlara itaat etmeyenleri imamlara itaat etmediklerini ifade edirler. sonuç olarak türkiye asla iran gibi olamaz. çünkü teokrasi ruhban sınıfının yönetimine dayalıdır ve sünnilikte ruhban sınıfı yoktur.

Bu kitaba ilk başladığımda ve takriben 70 sayfa okuduğumda bırakmıştım.Çünkü böyle kitaplar roman okur gibi okunmamalı diye düşünürüm.Belli bir zaman geçtikten sonra en baştan başlayarak sindire sindire eseri okudum.Osmanlı ve İran'ın yol ayrımlarını gayet net şekilde anlatıyor.Bu ayrımlardan biride zaten Çaldıran savaşı.Çaldıran savaşını Şah İsmail kazansaydı ne kadar değişik bir ülkede yaşıyor olacaktık belkide.Osmanlı Uleması ve İran Uleması arasındaki fark Osmanlı ve İran arasındaki devlet farkı Osmanlı ve İran arasındaki mezhebin neden farklı olduğu.........gibi konularda eser açıklayıcı fazla derine inmeden okuyucuyu zorlamadan bilgiler verilmiş.

KİTAP OSMANLI VE İRAN'DA DİN-DEVLET İLİŞKİLERİNİN TARİHSEL SÜREÇTEKİ DURUMUNU GÖREBİLMEK AÇISINDAN ÖNEMLİ BİLGİLER VE TESPİTLER İÇERİYOR. BU TİP KONULARDA KARŞILAŞTIRMALI VE ANALİTİK ESERLERİN KONULARIN SAĞLIKLI ZEMİNDE ELE ALINMASINA FAYDA SAĞLADIĞI DA BİR GERÇEK. YAZARIN BÜYÜK ORANDA OBJEKTİF BİR ANLATIMININ OLDUĞU DA GÖZDEN KAÇMIYOR. OSMANLI-İRAN İLİŞKİLERİ GÜNCEL BİR KONU. GÜNCELLİĞİNİ KORUYAN BU KONUDA FİKİR SAHİBİ OLMAK İSTEYENLER İÇİN TERCİH EDİLEBİLİR BİR KİTAP.

Osmanlı ve İran toplumlarının hangi merhalelerden geçtiklerini ve birbiri üzerindeki etkilerini ayrıntılı bir şekilde inceleyen Taha Akyol olaylara objektif bakabilen bi bakış açısı olduğunu gösterniştir.

türkiye ile iranın devlet yapısının tarihsel olarak aşama aşama incelenmiş. iki devletin yönetim tekniklerinin farklı olduğu bizde devletin iranda ise ulemanın güçlü olduğu özellikle vurgulanmış. okuyunca pişman olunmayacak bir eser.

Osmanlı'dan günümüze Alevi-Sünni ilişkileri;özellikle Osmanlı'nın kuruluşu sırasındaki işbirliği ve Y.Sultan Selim'den sonra doruğa ulaşan Alevi-Sünni ayrılığı,Anadolu topraklarındaki Alevi-Sünni ve İran'da Aleviliğin daha sert bir yorumu olan Şii'lik üzerine son yıllarda yazılan en etkili ve açıklayıcı kitap.Şah İsmail'in İran'dan Afganistan'a kurduğu büyük devletin hangi aşamalardan geçtiği,Anadolu'da Osmanlı ile anlaşmazlığa düşen beylere nasıl kucak açtığı,Anadolu'da toplum tarafından aynı kabul edilen Alevi-Bektaşi olgularının aslında farklı yorumlar olduğu ve hem Osmanlı hem de İran'da aynı dine fakat farklı mezhebe mensup olan grupların İslama bakış açıları da kitapta bulunabilecekler arasında.

Bu kitabı üniversite yıllarında okumuştum. Tekrar okumak için aylardır arıyordum. Ancak Kitapyurdu'nda da tükenmişti. Yeniden listeye girmesine çok sevindim. Okuduğum yıllarda çok beğenmiştim.

Mükemmel bir sosyolojik tahlil kapasitesine sahip yazar; kuruluşunu Türklerin yaptığı iki devlet Osmanlı ve Safevi'lerin tarihsel süreç içerisinde hangi noktalarda farklılaştıklarını ve bu farklılaşmanın, İran ve Türkiye gibi iki bambaşka sonuç doğurduğunu harika bir biçimde anlatmaktadır.

Çok ufuk açıcı bir kitap. Osmanlı ve Safevi devletlerden başlayarak Türkiye ve İran’ın modernleşme-Batılılaşma süreci incelenmiş. Özellikle mezhepsel farklılıkların sosyolojik ve siyasal açıdan analizleri epey açıklayıcı. Tavsiye ederim.

harika bir kitap. kapı komşumuz İranla tarihi çizgimiz nerelerde ve nasıl farklılaşıyor? sorusunun cevabını arayan, mukayeselerle sağlam çıkarımlar yapan bir çalışma olmuş osmanlının sünni-Hanefi yorumunu, iranın 12 imam şia itikadını temele oturtmasının devlet zihniyetlerini şekillendirmesi güzel analiz edilmiş. .

Taha Akyol tarihin derinliklerine inerek, iki ülke arasındaki farkların niye Türkiye’de laik cumhuriyete, İran’da teokratik cumhuriyete yol açtığını anlatıyor…

Özellikle akademik bir çalışma gibi belgelere dayanması çok iyi olmuş , hurafelerden sıyrılıp , artık gerçekleri görüp kendimizi ve inançlarımızı siyasete oyun etmeden, kendimizi görme için fırsat vermiş. Teşekkürler...

gerek iranın alevilik üzerinden inşa ettiği sadece osmanlı zıtlığı çabası gerek farklı olma çabasını ve osmanlının kuruluşundan itibaren türkmenler çerçevesinden olayları açıklayan çok güzel bir kitap.

şii sünni ayrımı lgisini çeken, iran-türkiye rekabetine dikkat eden herkesin okuması gereken bir kitap...

türkiye iran karşılaştırılması genellikle laikçilik tartışması ekseninde türkiyenin iranlaşacağı kaygısı etrafında sürekli dile getirildiğinden ülkemiz aydınlarının bu olgular etrafında yeterince araştırma yapmamasının göstergesi.tarihi arkaplanı incelendiğinde durumun çok farklı olduğu ortaya çıkmaktadır.taha akyol başta tarihi olaylar olmak üzere iki toplumun siyasi yapısını ve birbirleriyle olan ilişkilerini incelerken sürekli kısırdöngü halini alan düşüncelerden kurtulmamızı sağlıyor.

Ülkemiz gündemine ve gecirdiğimiz anofora bakınca önemini uzunca bir süre yitirmeyecek sahasında çok önemli bir boşluğu dolduran bir eser. Fikir sahibi olmak için Bilgi sahibi olmak gerektiğini kavramış olanlar için

Laik Türkiye Cumhuriyeti ve teokratik İran Cumhuriyeti: iki ayrı dünyanın temsilcileri. Oysa toplumsal biçimlenmelerinin temelinde aynı anlayış yatıyor. Taha Akyol’un bu kapsamlı araştırması, bilimsel yaklaşımı ve yalın anlatımıyla uzun bir süreci aydınlatıyor. Geçmişi tanımak, bugünü anlamak, yarını tasarlamak için.

Taha Bey bu eserinde Türk-İran devlet felsefesi farkını ortaya koyarken "Türkiye'nin asla bir İran olmayacağını" ilmi ve tarihi verilerle ortaya koyuyor. Kitaptaki önemli tespitlerden bazıları şunlar; Hanefiliğin İslam'ın tabiri caizse en demokrat mezhebi olduğu; Çaldıran'ın Türk tarihinin belki de en önemli savaşı olduğu zira savaşı kaybetseydik bugün İranlı olabileceğimizi; Türkmenlerin merkez-kenar teorisi; tarih incelenirken özellikle sosyolojik faktörlerin göz önünde tutullması gerektiğinin Celali, İsyanları misaliyle verilmesi gibi... Tarihe bakış açımızı genişleten fevkalade kıymeti haiz bir eser...Taha Bey'e şükranlarımı sunarım.

Bir gazetenin pazar ekinde yayınlanan makalelerin yoğun ilgi dolayısı ile oldukça genişletilmiş bir şekilde kitaba dönüştürülmesinden oluşmuş bir eser.Bektaşiliğin Osmanlı'daki önemi ve gelişimini anlatan yazar daha sonra Türkmenlerin devlet olma sürecini özetlemekte. Şah İsmail ve Yavuz'u karşılaştıran yazar önemlidönüm noktası olarak Çaldıran Savaşını anlatıyor. İran ve Osmanlı'da devlet, bürokrasi anlayışındaki farklılıklara değinen yazar Türk modernizmini ve İran devrimini de önemli noktaları ile açıklıyor. Türkiye'nin çoğunluğu Müslüman olduğu halde neden demokratik ve laik bir devlet olabildiğinin kökenlerini görebileceğimiz önemli bir eser.