Mutsuzluk Kılavuzu Hakkındaki Yorumlar

Onaylı Yorum Bu yorum, Onaylı Yorumcu tarafından yazılmıştır.
Mutsuzluk Kılavuzu
Mutlu olmak isteyen birinin mutluluğu ve istemeyi bırakınca mutlu olacağına/hissedeceğine dair bir karikatür gördüm bugün. Aynı şey mutsuzluk için geçerli değil, mutsuz olmak isteyenlerin yapabileceği şeyler var. Bireysel ve toplumsal olarak mutsuzluğu doğurabiliriz, buna belli bir ölçüde ihtiyacımız olduğunu da söylüyor Watzlawick. "Mutluluğun, mutlu olmanın, ulaşmak için çabalamamız gereken amaçlar olduğunu anlatan binlerce yıllık o eski peri masalını kaldırıp bir yana atmanın zamanı geldi artık. Mutluluğu araya araya sonunda ona kavuşacağımıza inandırmaya çalışıp durdular bizi, biz de saflıkla ve içtenlikle inandık buna." (s. 10) Mesele hakkında o kadar çok şey söylendi ki bibliyografya derlesek ciltler tutar, üstelik günümüzdeki mutluluk tanımlarının mülkiyetten ve arzudan geçilmez haldeliğine çağlar öncesinde de rastlayabiliriz, aslında pek de yeni bir şey yoktur bu konuda, o zaman ne yapmamız gerekir? Watzlawick tersten ilerleyip mutsuzluk yaratıcı durumları inceliyor, böylece kendi çıkarımlarından bir parça mutsuz olmanın yolunu bilebiliyoruz ve gereken mutsuzluğa kavuşmuş oluyoruz. Geri kalanını öfkelenerek ve sırıtarak okuyabiliriz. Bir anti-etik denebilir geneline; ironi de son topun yutulmasıyla tilt olarak karşımıza çıktığına göre iki negatifin karşılaşmasından -sonda- pozitife ulaşacağız. Mutsuzluğun kaynaklarına bakıp neyin nasıl yapacağımızı ve yapmayacağımızı anlayacağız. En azından kötü hissetmemek için. Bir başkasını üzdüğümüzde kötü hissederiz, kendimizi üzdüğümüzde kötü hissederiz, böyle hissetmemek için, ama biraz da hissetmek için uğraşacağız. Umrumuzdaysa.
Filozoflar ve yazarlar sık sık karşımıza çıkacak, Dostoyevski ve Nietzsche'den yola çıkacağız, verilen bir örnekten mutlu olunca ne olacağını düşüneceğiz. Sevilenin ne olduğunu anlamaya çalışacağız ve faydasını tartacağız, paranın çekiciliğiyle vefayı, dostluğu, sevgiyi kıyaslayacağız. Mutlu olunca ele ne geçer, zaten geçici olan bir duygunun peşinde nereye sürükleniriz, bunu anlayacağız. Trajedilerin daha bir tutulduğundan bahsediyor bir yerde Watzlawick, cennetin kazanılmasındansa kaybedilmesinin çekici yanını anlatıyor, bir şeyler oluşuyor okurun zihninde. Bilinmeyenin çekiciliği, mahvolma arzusu ortaya çıkıyor bir yerlerden. Devletin de bu itkiyi harlayan bir yapı olduğu söyleniyor, çaresizlik artarsa bir şeylere tutunma arzusu da artar ve tutunulanın eline geçen güç tam bir yıkıma yol açabilir. O zaman birinci hedef olarak çaresizliği artırma, daha çok arzulama, daha çok hedef ortaya koyacağız ve bunlara ulaşmaya çalışacağız. Tabii antidepresanlara bir dünya para bayılacağız ki bu çaresizliği donduralım, bozulmaması için buzdolabına koyulan bir besin misali. Arzular ortadan kalktıkça, onlara ulaştıkça ve ulaşamadıkça ne istediğimizi bilemez hale geleceğiz, derinlerdeki sesleri susturup kendimizle bağlantıyı koparacağız ve sürüklenmeye başlayacağız. Artık tam bir mutsuzuz, süper.
Geçmişle oynanan dört oyundan bahsediyor Watzlawick, biri "geçmişin göklere çıkarılması". Altın gençlik, çocukluk günlerini özleyeceğiz. Bellekteki çarpık hallerini yaşamımızın en ideal zamanları olarak yaratacağız. Bernhard'ın çocukluğu benzettiği kara kuyuyu, boşluğu bir güzelleme olarak göreceğiz. İkinci oyunda Lut'un karısı örneği var. Şimdiyi ıskalayacağız ve dönüp arkamıza bakmaktan bulunduğumuz ve bulunacağımız yeri kaçıracağız. Tuza dönüşeceğiz, rüzgarda savrulup yok olacağız. Üçüncü oyun, bir bardak biranın devamı. Kendimizi öngöremez hale geleceğiz, çünkü geçmişi bir olumsuzluğa bütünleyip -içindeki iyi şeylere rağmen- içinden çıkamayacağız. Dördüncüsü, anahtarı yanlış yerde arayacağız. Düşürdüğümüz yer karanlıksa bir sokak lambasının altına bakınacağız, "yersiz iyi" aslında iyi olmayacak ama bunu fark etmeyeceğiz veya kendimize yalan söyleyip ona tutunacağız, ona tutunacağız ki -yukarıda dendiği üzere- yıkımımız ağırlaşsın. Dört maddeden sonra "niyet okuma" olarak özetleyebileceğimiz kısım geliyor, belki de herkes için mutlak geçerli bir reçete. İdealimizi dışa yansıtıp her şeyi bildiğimizce yorumlamak, hayal kırıklığına ve mutsuzluğa kavuşmak için şahane bir yoldur. Bu tür bir uğraş için çeşitli alıştırmalar vermiş Watzlawick, örneğin rahat bir koltuğa oturup bir limon düşleyeceğiz ve ağzımız sulanacak. Ovidius'un dediği gibi, içimizde sevgi sözcüklerinden bir dağ yaratacağız ve gerçekten seveceğiz böylece, sevgimiz kendimize telkinimiz ölçüsünde güçlenecek. Sonrasında sağlam çökeceğiz, çok iyi.
Adım adım öğreniyoruz, bir sonraki seviyede kendini gerçekleştiren kehanetler var. Kaçınmayacağız ve bunu yaşamın olduğu gibi yaşanmasına bağlayacağız. Oedipus -Popper'a göre- kehanetten haberdar olduğu için Oedipus oldu, yoksa ondan kaçınmaya çalışmayacak ve makus kaderini yaratmayacaktı. Öyle mi? "Bir olaya ilişkin kehanet, kehanet denen olaya yol açar." (s. 53) Bir tehdidin varlığı veya bir tehdidin kurgulanması yoluyla kendimizi aslında orada olmayacağımız bir yere götüreceğiz, bu özgür irade olarak belirecek ama iradenin mahkumiyeti çoktan gerçekleşmişti zaten, böylece adilane bir tavra sahip olduğumuzu düşünüp davranışlarımızın meşruiyetini sağlayacağız. Bir gölgeyi kendimiz belleyip peşinde bir başkasını inşa etmeye çalışacağız. Sağlam bir mutsuzluğun temeli budur.
Bir şeye ulaşmanın trajedisi başka bir bölümün konusunu oluşturuyor. Savaş bittikten sonra, Orwell'ın aktardığına göre Belçikalı bir Alman sempatizanı ölüleri görmeden geçirdiği beş yıldan sonra yıkık şehrinin sokaklarında dolaşırken rastladığı ilk ölüyle savaşın ne demek olduğunu anlar, o ölüyü görmese belki de hiçbir şey değişmeyecekti kendisi için. Diğer cepheyi düşünelim, Almanların yenilgisinden önce yıllar boyu intikam yeminleri etmiş insanların bitik düşmanlarıyla karşılaşmalarıyla birlikte yeminlerini unutmaları, zaferin öneminin kalmaması gibi meseleler düşündürücü. Hâlâ acı verebileceksek, kudretimizi görüp onurumuzu bu yolla onarabileceksek intikam isteriz ama hayat bizden önce davranıp arzularımızı gerçekleştirmiş olabilir, o zaman başımızı çevirip devam ederiz. Orada bizim için bir şey yoktur artık, çocukluğun boşluğunun yanına orayı da koyabiliriz.
Yanlış bağdaştırma ve düzlem karıştırma da sağlam bir ders olarak çıkıyor karşımıza. Sigara içmesi istenmeyen insanla ona duyduğumuz sevgiyi birlikte değerlendirmek, sarımsak yiyen birinin doğurduğu duyguları sarımsağa denklemek ve buna benzer şeyler. Duygularla nesneleri bağlama biçimlerimiz. Bir nesnenin taraflar için doğurduğu sonuçlar üzerinden arıza çıkarmak mutsuzluk için çok etkili bir yoldur. Genellikle eylem üzerinden bir suç biçilir, eylemin ortaya çıkmasına yol açan sebepler gözardı edilir. Daha kolay çünkü. Daha az yorucu, yüklenilen sorumluluk daha az. Bir ilişkiyi yüzeysel kılmak için muazzam bir yol. Birini yetersiz, aciz hissettirmek istiyorsanız buradan yürüyebilirsiniz. Daha çok içmemesini, daha fazla yememesini, daha fazla yapmamasını, daha az da yapmamasını, yapmamasını veya yapmasını söyleyiniz. Birine kendi isteğinizi "dayatınız". Birine kendi dengesizliğinizi dayatınız. Birine kendi yarımlığınızı yıkınız. Sonrasında karşı tarafın en ufak bir itirazında her şeyi "zaten" kabullenerek ilişkiyi sürdürdüğünü söyleyiniz. Tebrikler, kendiniz çalıp kendiniz oynadınız ve tek başınıza mutsuz olacakken bir başkasını da mutsuz kıldınız.
Ecinniler'den bir alıntı ve son. "'Her şey güzel, her şey. İnsan mutlu olduğunu bilmediği için mutsuzdur. Sırf bu yüzden.'" (s. 108) Şöyle bir silkinip bakalım. Evet, iyiyiz. Sonra biraz zaman geçsin, düşüncelerle dolalım, arzular şelale haline gelsin, mutsuzuz. Nasıl iyi oluyorsa öyle yapalım veya dönüşümlü olsun, birikelim ve dökülelim. Olan şey de bundan pek farklı değil.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Abdullah Ç.
11.01.2017
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
"It is better to travel hopefully than to arrive."
"Ulaşmaktansa umutla yolculuk etmek yeğdir."
Yukarıda BİR ÖRNEĞİNİ yazdığım gibi çok güzel aforizmanın yer aldığı aslında "MUTLULUĞA ULAŞMANIN YOLLARI" diyebileceğimiz bir kitap.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
huseyinc36
26.06.2016
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
diğer kişisel gelişim kitaplarından farklı olarak nasıl mutlu olunacağını değil nasıl mutsuz olunacağını gösterdiği için ilginç bir kitap
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
virginia woolf
13.06.2016
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
"Nasıl mutlu olunur"u anlatan kişisel gelişim kitaplarını sevmiyorsanız bu tam size göre. Kitapta nasıl mutsuz olunacağını abartılı anlatarak aslında gündelik hayatta yaptığımız hataları gözümüze sokuyor.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Didie Deschamp
24.05.2016
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Genelde "nasıl mutlu olunur"a dair klişe yazılar okuduktan sonra bir de "nasıl mutsuz olunur"u okumak değişik oldu. Fakat yer yer kopabiliyorsunuz kitaptan. Çeviriden mi yoksa kitabın tarzından mı bilemedim ama bu fiyata alın okuyun derim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
KY-2402121
07.05.2016
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Sindire sindire okunması gereken bir kitap. Bakış açınızı değiştiriyor.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
dandelion2
18.04.2016
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Klasik, bildiğimiz kitap anlayışından farklı üslubu var. Çeviri biraz zayıf sanırım.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
Burak Dilşen 05.10.2004
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Yazar Alman olduğundan herhalde, yazış tarzı bana garip ve biraz anlaşılması güç geldi. Bazı bölümlerde öyle kopmuş ki konuyla alakasını kaçırdım. Tabi, kişisel gelişimle ilgilenen insanın içinden çıkarabileceği güzel şeyler de var. Ben daha çok "Huzurlu Bir Dünyada Mutsuz Olmak" adlı kitabı öneririm. O da aynı bu şekilde tersten bir anlatıma sahip bir kitap. Ancak bu tür kitapları okurken gülebilmek için kitaptakilere benzer sorunlarınız olmalı. Dertsiz tasasız yakın bir arkadaşıma sırf komik olduğu için okumasını söyledim kitap ilgisini bile çekmedi.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Funda ÇAKAROĞLU 06.05.2003
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Yaşarken yaptığımız birçok yanlış, biraz gülümseten bir anlatımla olumluymuş gibi anlatılıyor. İlk anda anlatılmak istenen kolay anlaşılamasa da, sayfalar ilerledikçe anlaşılır hale geliyor.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
lalignenoir 08.06.2009
Genelde 'nasıl mutlu olabileceğimiz'in anlatıldığı onca kitabın aksine 'nasıl mutsuz oluruz'u anlatarak, ters açıyla baktırıp nerelerde hatalar yaptığımızı öyle eğlenceli bir şekilde sunuyor ki kitap,okurken gülmemek ve düşünmemek elde değil.Bence okuyun ve düşünün siz kendinizi mutsuz etmeyi nasıl başarabiliyorsunuz.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
bombadil 29.04.2002
Ben okurken çok güldüm. Gülmek isteyen herkes mutlaka okumalı. İnsana hayatı zehir eden düşünce ve inançlar çok güzel bir şekilde alaya alınmış. Kalıpları kırmakta öğüt veren kişisel gelişim kitaplarından çok daha etkili.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (3)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla