Güney Afrika ve Zimbabwe'de ırk ayrımının insanları nerelere sürüklendiği, zengin toprakların fakir kölelerinin zor değişen kaderini gördüm. Gandhi'nin, Mandela'nın bu topraklardan rastlantı sonucu çıkmadığını anladım.
Mısır'da, tarihin derinliklerinden bugüne yansıyan ışıklar karşısında gözüm kamaştı.
Fas'a giderken, Afrika'nın İspanya'dan başladığını gördüm. Sevilla'da Flamenko müziğinin tadıyla kendime süslendim:
- Burası Sevilla... Yaşamı sev illa...
Afrika'nın uçlarına konup kıtanın içine girelim...