Konuşan bir tavşanın peşinden kendisini tavşan yuvasının deliğinden aşağıya bırakmaya kim cesaret edebilir ki? O,
Alice’dir. Resmini her nerede görürsek görelim, “Aaaa, bu Alice!” diyeceğimiz ve onun peşinde, Harikalar Diyarı’na dalıp
düş dünyasının renklerinde dolaşacağımız, Alice...
Lewis Carroll, matematikten mantığa, fotoğrafçılıktan sanata, tiyatrodan dine, fenden tıbba hatta felsefeye kadar, birçok
farklı alana ilgi duyan, sıra dışı bir bilim adamıydı. Çocukları çok sever, onların yanında kendini rahat hisseder; çocuklar
için zekâ oyunları, bulmacalar hazırlayıp, onlara mektuplar yazmaktan hoşlanırdı. Yazarının bu çokyönlülüğü, Alice’in çılgın
bir tempoyla doludizgin koşan serüvenlerine de yansır..