Her gün yalanlarla avutup hayatınızın muhteşem olduğuna kendinizi inandırmaya çalışmayın.
İş arkadaşlarınızın en az bir tanesinin CAN olduğuna,
Eşinizin, en azından diğer eşlerden daha iyi olduğuna,
Defalarca hayal kırıklığı yaşamanıza rağmen, en azından, bir yakın arkadaşınız olduğuna,
Her şeye rağmen, şükür ki, çocuğunuzun birçok çocuktan daha vefalı olduğuna,
Gittiğiniz doktorun, çok şükür ki, birçok kişinin gittiği doktordan daha iyi olduğuna...
İnanmaya çalışmayın!
Hayatınızda her şeyin "en" olmasa da "eh" olduğuna inanarak yaşayan ölüler olduğunuza hâlâ inanmayın...
Başkalarının dublörlüğünü yaparak bu hayatı geçirirken, size "işin bitti gidebilirsin" denildiğinde, o başkalarına "MENFAATÇİSİN" diye haykırmayın...
Yanılırsınız...
Kendi hayatına sahip çıkmadan,
Kendi bilincini oluşturmadan,
Kendi kurallarını koymadan,
Başkalarının yaşam bahçelerinde gezen, başkalarının akciğerleriyle nefes alan insanlar olduğunuz sürece, "Bİ’ MENFAATİME BAKIP ÇIKACAĞIM" diyen misafirleriniz olacaktır.
Sizden yararlandığını düşündüğünüz insanlar; kapısında "KAPATIYORUZ" yazan bir dükkândan indirimli eşya alır gibi, güveninizi, özleminizi, arkadaşlığınızı ve belki de hayatınızı düşük bedele alıp götürürken, NEDEN diye soracağınız tek kişi
KENDİNİZSİNİZDİR...
Bu kitap bunu anlatıyor...
Hâlâ parazit gibi yaşamanın size bir şey katmayacağını,
Aslında menfaatçi dediğiniz insanların, kendi hayatlarının çerçevelerini çok iyi belirleyip,
Başkalarından eksiklerini tamamladığını,
Aslında MENFAAT diye bir kelime olmayıp, olmak istediğiniz insanların adını MENFAATçi koyduğunuzu anlatıyor.
