“O’nu bana sorma gönül! Ne yapsa inandığın, yokluğuyla savaştığın, varlığından bi haber yaşadığın O’nu, bana sorma! Bilmez… Görmez… Duymaz… Anlamaz, bunca sevildiğini… Gönül,sus! Aptal olma!”
Gidersen; kumsalda bıraktığın ayak izleri kalır senden geriye… Uçurumun kenarından bakarım hayata, son kez. Gidersen; bir istasyonda kalakalırım öylece… Boş vagonları saymakla geçer saatler. Gidersen; avuçlarıma kan dolar ellerinin sıcaklığından yoksunken… Fırtınalara teslim olur kapanmayan gözlerim. Gidersen; bir pencerenin ardındaki çocuk kadar sessiz kalır çığlıklarım… Çamurlara bata çıka geçerim sokaklarından. Gidersen; cama yansıyan siluetinden başka neyim kalır ki? Bir sokak lambasının altında oturan bedenimden başka kimim kalır? Gidersen; kan damlar yüreğimden, kan damlar gözlerimden… Sigaram yarım kalır bitkinliğimden. “Kal” diyebilmeyi ne çok isterdim, bir bilsen! |
|
|