Serhat Genç, 17 yıldır kendi halinde, son 5 yıldır da ekşisözlük’te yazıyor. Ekşimiş Yazılar, çoğunluğu yazarın ekşisözlük sitesinde yazdıklarından oluşuyor. Bu kitap bu anlamda bir ilk olma özelliği taşırken; okuyucusuna birbirinden çarpıcı konularda özellikle son 10 yılın Türkiye panoramasını sunuyor. Binlerce ekşisözlük yazarının zekasından fışkıran ilginç başlıklarda, şaşırtıcı bir bakış açısı yakalarken, belki hiçbirşey öğrenmeyeceksiniz ama, oldukça, sanırım, belki de, kesinlikle çok eğleneceksiniz. Kitabın son bölümünde, başka yerde yayınlanmayan “içinden müzikler geçen” denemeler yer alıyor.
Kitabın içerisinde yer alan bazı başlıklar:
30 Yaş Üstü Erkekler… 80’lerde çocuk olmak… Kadınları itici yapan detaylar…
Başkalarının istediği gibi yaşamak… Kürt olmak… Aşık olup uzak durmak… Garip rüyalar…
Çirkin bir erkekle çıkma nedenleri… Sevgilinin avuçlardan kayıp gitmesi… Çocukken yapılan abukluklar…
Yaran olaylar, yaran gazete başlıkları, yaran diyaloglar… Akıllı olduğunu sanan reklam yazarları…
Dizilerdeki yemek masaları… Birini olduğu gibi sevmek… Düğünde oynayanların arasında kalmak…
Fakirliğin anlaşıldığı anlar… Birden fazla seyredilebilirliği olan filmler, okunabilirliği olan kitaplar…
Örümcek kafalı yobazlar… Bedava kömür karşılığı vazgeçilebilecek şeyler… Baba’nın ağlaması…
Şapka takmayan erkeklerin idam edildiği ülke… Araba sürmeye yeni başlayanlara tavsiyeler…
Askere pimi çekilmiş bomba vermek… Siparişle doldurulan asker kasetleri…
Akıllı ile zeki arasındaki fark… 2 yat 2 kalk…
Ve Fazıl Say;
“yorgun akşamlardan eve dönüşte minibüs parasız ayaza karşı yürüyor,
zihnimde filinta endam acılar cirit atıyor, tırnağı kara ellerim, saklanıp üşüyorken,
Şekilli piyanondan sıfatın bin şekil çıkardığın hangi konçertonu dinlemeliydim söyle fazıl?
bana Müslüm’ün yerini tutacak bir oratoryo söyle...”
Yusuf Hayaloğlu, Mehmet Güreli, Muammer Kaddafi, Gazanfer Özcan, Alex De Souza, Muhsin Yazıcıoğlu, Osman Baydemir, Kazancı Bedih, Türkan Saylan, Yılmaz Erdoğan, Ahmet Kaya, Hadise, Neşet Ertaş, Şener Şen, Gani Rüzgar Şavata, Cahit Zarifoğlu ve diğerleri…
Nihayetinde aşk;
Aşkı yaşatmanın her halini bilirim zannederken bir bakarsın kendini öldürmüşsün.
İçilen sigaralar ciğerlerini ufak ufak yürütmüştür senden. Kalp ağrıların üst üste birikir.
Sen sağlık sigortalarını ol sebep günü gününe öderken; gece sıfırdört suları karşı yönden kontrolsüz bir biçimde gelen kimliği meçhul bir cisim senin o kimsenin bilmesini istemeden ince çiziklerle kanatıp durduğun kalbini paramparça eder. Hiçbir poliçenin kapsamadığı bir hasar oluşuverir oracıkta.
Ağır kanamalı,“elimizden gelen her şeyi yaptık” bir hal olur.
Ölmezsin. Gerçi yaşamıyorsundur da...
Yazarsın,araftır. Yazarsın bir ince sızı gibi paramparça.
Araf’tır,
yazsan ki ne fayda?”
