Bütün büyük keşiflere karşın edebiyatın dünyası uzayın ve okyanusların derinliklerine benziyor: biraz dikkat ve araştırma yeni bir yıldız, yeni bir gezegenin bulunmasıyla sonuçlanıyor ya da deniz suyunun yeni bir huyu öğreniliyor. İşte Clarice Lispector (1925-1977): Brezilya yeni romanının öncülerinden ve Latin Amerika edebiyatlarının en önemli yazarlarından biri. Rimbaud'yu, Lautr‚amont'u, Nietzsche'yi ve Virginia Woolf'u sanki birbirine aşılamış ve kendi Cehennemde Bir Mevsim'ini, Maldoror'un Şarkıları'nı, Zerdüşt Böyle Dedi'sini, yani G.H.'nin Çilesi'ni yazmış. Kitabın konusu mu? Ben, Tanrı ve Hamamböceği. Yani Ben-ben, Tanrı-ben, hamamböceği-ben ya da tersi: İnsanın iç dünyasının uzayında, insanın iç dünyasının okyanus derinliklerinde tam bir `devr-i âlem'! G.H.'nin Çilesi okurun kendisiyle sınava gireceği bir denek taşı. Clarice Lispector birbirinden çetin, birbirinden ilginç dokuz roman yazdı. Şimdi sırada: Kuşatılmış Kent (A Cidade Stiada) var. Yakında Can Yayınları'nda.