Hz. Adem’den bugüne, insanlık, ölümsüzlük arayışına girmiş, ölüme çareler aramıştır. Çare bulamayınca ölümden kaçmaya, ancak buda fayda etmeyince ona teslim olmuştur. Çünkü ölüm, insanlık için kaçınılmaz bir olgudur. İman/İnkar ehli olan herkes, ölümü tadacaktır. İnsanlar ölüm olgusuna inançları çerçevesinde anlam vermekte, buna göre hazırlık yapmaktadırlar. Böylece İman/İnkar ehlinin ölüm olgusuna yaklaşımı da farklı olmaktadır. İman ehline göre; ölüm Allah’tandır, ahiret yurduna geçiştir. Allah’a ulaştıran vuslat köprüsüdür. Bu düşünce çerçevesinde iman ehli ahrete hazırlık yapar, dünyü ve ahirette mutluluğa erişmek ister, şehitliği arzular. İnkar ehline göre ise; hayat bu dünyadan ibarettir, ölüm bir yok oluştur, öldükten sonra diriliş yoktur. Bu düşünce çerçevesinde inkar ehli olmak zorunda kalır, bir kısmı tevbe etmek ister, ancak tevbeleri kabul olunmaz.