Gustave Flaubert gerçekçilik akımının öncüsüdür.
Madam Bovary romanı ise edebiyatta çağ başlatan bir başyapıttır.
Madam Bovary bir dramadır;
Kentsoylu yaşamın batağında, romantik düşlerin peşinde koşan bir kadının dramı.
Doyumsuz tutkuların ağında mutluluk hayalleri kuran Emma Bovary, gördüğü bayağılık ve ihanetle yıkılır.
Asla yaşayamayacağı bir aşk için, şöhrenitin ve gururuna ayaklar altına alır, hayatını feda eder.
Var olduğunu sandığı büyük insanı duygular ve değerler, küçük çıkarlar ve para karşısında tuz-buz olur.
Sonunda aşk acılarıyla kıvranarak romantik düşlerini yitirir, her şeyden duyduğu korku ve pişmanlık içinde hayatına son verir.