E-Dergi

Bestseller olmuş John Perkins'in ağabeyleri, Türkiye'yi nasıl alaya alırcasına aşağılayıcı raporlarla sözde reçeteler hazırlamış, bu kitapta görmek mümkün. Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları isimli kitaplarında Ekvador, Endonezya ve Panama'nın nasıl sömürüldüğünü anlatan Perkins'in ağabeyleri için Türkiye çok daha hafif ve kolay bir hedefti. Kitapta 1940-1950 Türkiyesini milattan önceki devirlerle kıyaslayacak kadar ileri gidebilmiş bu kalkınma reçetesi diye kölelik sözleşmesi sunan sözde ekonomistler.

PKK ile ilgili yazılan kitaplarda yapılan en önemli hatalardan birisi de, PKK'nın resmi ya da gayrıresmi yayın organlarında yayınlanan yazıları çok fazla dikkate almadan yazılmasıdır. Bu kitapta o hataya düşülmemiş, Abdullah Öcalan'ın ne kadar tutarsız, gerçek bir lider olmaktan uzak, esen rüzgara göre yön değiştiren, adına fikir denemeyecek hezeyanları bizzat kendi kitaplarından alıntılarla ortaya konmuş. Kitabın özellikle bu yönü değerli. Bugün lider diye milyonları peşinden sürükleyen bir figürün fikri olgunluktan ne kadar uzak olduğunu göstermesi önemli.

Yunan Gizli Servisi EIP elemanı olarak yıllarca Türkiye'de çalışmış bir isim olan Savas Kalenderidis bu kitapta Öcalan'ın teslimi sürecini oldukça akıcı bir dille anlatmış. Öcalan'ın Suriye'den çıkışından sonra Yunanistan'a giriş yaptığı andan itibaren CIA eliyle Türkiye'ye teslimine varana kadarki süreci okuyorsunuz. Satır aralarındaki detaylardan PKK'nın hangi devletler iş tuttuğuna, kimin PKK ile ne gibi menfaatler uğruna işbirliği yaptığına dair önemli ipuçları var. ABD'nin, yeni yıkılmış SSCB'nin mirasını devralan bitkin Rusya'nın eline Kürt kartı geçmesin diye yaptıkları dikkate değer.

Bu kitapla ilgili yapılan "dili ağır" eleştirisinin çok yerinde olmadığını belirtmek gerekiyor. Kitap yaklaşık 60 küsur yıllık bir dönemi kapsıyor. Sorun bu, dilin ağırlığından ziyade çok geniş bir zaman aralığını kapsaması, çok fazla sayıda parti ve şahıs ismi içermesi. Bu da doğal olarak kafa karışıklığı yaratıyor. Akademik bir çalışma olduğu için "anlaşılmak"tan ziyade, "anlatmak" hedefli bir eser. Kitabın niteliklerine dair değerlendirmeleri bir yana koyarsak, içerik açısından kesinlikle konusunda yazılmış en başarılı eserlerden birisi olduğunu teslim etmek gerekir. Özellikle bu konuda araştırma yapanların yararlanabilecekleri son derece faydalı bir eser.

Akıl yaşta değil baştadır, doğru. Ancak istihbarat gibi tamamıyla tecrübe üzerine kurulu bir sahada 20 yaşındaki bir yazarın elinden çıktığını her sayfasında belli eden başarısız bir çalışma. Gençliğin verdiği heyecanla bilgileri dahi yorumlayarak vermiş yazar kitapta. Kitabın sonundaki istihbari terimler bölümünün Mehmet Eymür'ün Analiz kitabından aynen alıntılanıp hiç bir şekilde bundan bahsedilmemesi hem Eymür'e, hem de okura karşı yakışıksız bir hareket olmuş. Özetle okunacak bir kitap olmadığını söyleyebilirim.