Başladığı yerde biten uzun bir hikaye. Feray'ın hikayesi. İlk bölümde o gün yaşanan bir cinayet ile başlıyor. Sarsıyor. Sonra geçmişe gidiyor kitap, her şeyin başına. Sonra yine bu güne ve yine geçmişe.
Zeynep Kaçar'ı iki yıl önce Kabuk romanı ile tanımıştım. Konusunu hiç hatırlamasam da hissini çok net hatırlıyorum. O kitabı da çok sevmiştim ve o kitapta da Ayfer Tunç kaleminin lezzetini almıştım.
İki kitabın da ortak özelliği kadın hikayeleri oluşu ve duyguyu çok net aktarması.
Feray bu ülkedeki ve belki bu coğrafyadaki pek çok kadından biri yaşadıklarıyla. Görünmezliğiyle, duyulmazlığıyla, sessizliğiyle, kabullenişleriyle... Zeynep Kaçar öyle güzel anlatmış ki yaşıyorum adeta. Feray'ı tanıyorum yıllardır biliyorum. Çok gördüm onun hikayesinin benzerlerini. Duydum her gün haberlerde, sosyal medyada. Artık ezberledim. Ve belki kabullendim. Bu yüzden Feraylar yalnız kaldı. Sesini çıkaramadı. Duyulmaz, görülmez bildi kendini.
Zeynep Kaçar okumak bir zevk benim için. Tavsiyemdir.