E-Dergi

Bu kitabı tam 3 kez okudum. Her seferinde büyük bir heyecan ve aşk duydum. Ve yakın bir zamanda yeniden okumayı planlıyorum çünkü yazmaktan öte kendini yazmak, kendini tanımak adına çok mükemmel bir roman...

Tarihin ve insanlığın yaşı kadar uzun ve derin hikayesi İsa Mesih'in...Her toplumun ve her kültürün ayrı bir hikmet penceresi var Ruhullah'a açılan... Ama hiç biri bir annenin kalp penceresi kadar geniş değil.. Hiç biri Meryem'in gözlerinden Hz. İsa'yı görmek kadar güzel değil... Ey yüreği bir peygambere ana olacak kadar büyük olan kadın! Ey Allah'ın Kelimesi'ne ruhundan mana akıtan kadın! Ey Meryem! Ey Meryem'in sireti! Tanıt bize kendini... Bir akrabımızı tanır gibi, sever gibi tanıt...
Ve bu güzel kitabın güzel yazarı hanımefendi, kalemine bereket olsun her kelimen..

kitabın ismi o kadar güzel, o kadar manidar ki... " BİR TEREDDÜDÜN ROMANI ".. roman, olay örgüsü üzerinden değerlendirince çok düz bir anlatıma sahip. çok tanınmış bir yazarın evlenmek üzere yaşadığı tereddütler ve bunlar sebebiyle uzaklaştığı hayatlar/insanlar.. ama satır aralarında öyle büyük tereddütler gizli ki insan hayretten hayrete düşüyor. hayretiniz sadece peyamı safa'nın edebi kimliğine değil. bir devrin anatomisini nasıl bu kadar iyi çözümlediğine şaşırıyorsunuz. doğu - batı medeniyeti arasındaki kültürel kodlar ve bu kodlar birey yaşamında sebep olduğu tereddütler... insanın düşünsel anlamda kendini var etmesi-yok etmesi arasındaki tereddütler... madden ölmek -yaşamak tercihi arasındaki tereddütler... her şeyde bir teredüt var diyor safa ve kendi ifadesiyle teredütlerimizin neticesi : " kainatın ahenginde bir muvazene unsuru olmaktan çıktığımz vakit, muhitimizle ve mevcudatın muhitiyle münasebetimizi kaybettiğimiz vakit.. birden bire ayağımız nasıl da kayıyor, böyle nasıl yuvarlanıyor ve dinmiyen göz yaşlarıyla nasıl ağlıyoruz.."