Ütopya, Distopya, Fantazya, Ütopik, Bilim Kurgu vs… Eseri, bu kavramlar üzerinden değerlendirince, insani boyutumuzun hala geçerliliği konusundan psikolojik rahatlama yaşadığımız düşünülürse kitabın ve kurgunun aslında çok da sürreal olmadığı ortaya çıkıyor.
Kitap hakkında uzun cümleler kurmayacağım fakat sonlara doğru karakterler kendi arasında konuşurken aklıma sadece şu geldi, Erkek olan insan türü neden bu kadar çaresiz ve güçsüz ki diğer türler üzerinde bu kadar güç, şiddet, psikolojik baskı vs. uygulamak zorunda hissediyor?
Kafamı kitaptan kaldırıp boşluğa uzun uzun bakmamı sağlayan bir başka durum da, “Aşk ve Sevgi hissizliğinin hiçbir fiziksel ve cinsel boşluğa benzemiyor oluşu” diyaloguydu.
Diğer taraftan kurgu gerçekten başarılı, karakterler derinlikli ve yazarın entelektüel zekâsını karakterlerine ustalıkla aktarmış olmasını da çok sevdim.
Son da bulunan ek kısım ise ciddi anlamda kafa karıştırıcı!