E-Dergi

İlk başta bir sürü argo söz karşınıza çıkıyor ve hızınızı kesiyor fakat sonra alışıyorsunuz, romanın tam da o argo sözlerle anlatılması gerektiğini anlıyorsunuz. Hakan Günday bu romanında turizm sektörünün iç yüzünü sansürsüz ele almış. Vuruculuğunu arttırmak için de bazı anlatımları tekrar ettirmiş. En etkileyici romanlarından biri ama yine de ilk kez Hakan Günday okuyacaksanız bu romanından başlamayın.

İlk öykü kitabına göre biraz daha uzun öyküler var. Öykülerinin konusu çeşitlenmiş ve dili daha olgunlaşmış. Gittikçe daha iyi olacağının işaretini veriyor.

Bir tren yolculuğu sırasında, erkek dergisine hayattan, sistemden öç almak için poz veren Şebnem adında “farkında” bir kız aracılığıyla kendi hayat muhasebelerini yapan üç insanı tanıyoruz ve ikiyüzlü ahlak anlayışımızla yüzleşiyoruz. Roman ilk başta sıkıcı ya da karışık gibi görünüyor ama taşlar yerine oturduğu zaman son derece akıcı bir roman olduğunu görüyoruz.

Öykü ve roman farklı teknik gerektiren iki ayrı tür olmasına rağmen B. Çelik ilk romanında başarılı. Yeni yıla kısa bir zaman kala işten çıkarılan Ahmet’in, Ahmet’e göre daha renkli, kapitalist sisteme daha uyumlu Ayla ile sosyal statüsü daha düşük olan sosyalist görüşlü Aynur isimli iki güzel ve işsiz kadın arasında gidip gelen ama Ayla’ya daha yakın olan ilişkisinin ve işsizlik bunalımlarının romanı. Dil açısından sade ve şık, akıcı.

14 öykü var. Birbirine benzer öyküler bölüm başına uygun bir şiir dizesiyle gruplandırılmış. Bu kitabı Düğün Birahanesi’yle birlikte en çok beğendiğim öykü kitabı oldu. En son öykü kitabı olduğu için üslubu olgunlaşmış ve ödül almış. B. Çelik’in konuları ele alış biçimi değişmediyse de diğer öykü kitaplarındakinden farklı konularda da birkaç öykü yazmış. Bir sonraki öykü kitabının daha iyi olacağı her öykü kitabından belli oluyor.