E-Dergi

Eser bir “Serenad” kadar etkileyici, bir kez daha okurum diyebileceğiniz bir eser değil. Başka birisi yazsaydı başka basım görür müydü bilmem. Diyaloglar ve kurgu zayıf, heyecan uyandıran pek bir yanı da yok bana kalırsa. Eserin ortalarına geldiğimde aklıma Yaşar Kemal’in “Bir Ada Hikayesi” serisi geldi. Dolu dolu 4 büyüleyici eser. Ondan da mübadele dönemi sonrası çekilen zorluklar, yeni bir düzen ve alışma durumlarının anlatılmıştı. Mis gibi bahar kokan bir eser kalmış aklımda. Sonra okuduğuma döndüğümde hayal kırıklığına uğradım.
İçinde sosyal ve politik bir çok mesaj var ama bu kadar basit anlatımda yazılması beni biraz şaşırttı.

Bu zamana kadar okuduğum siyasi-tarih kitapları içerisinde en başta gelecek eser. Yorumlamada bulunursam buraya sığmaz. Tavsiye ederim.

Zenginliği, fakirliği test ediyor, paranın mutluluk getirip, getirmediğini sorgulayan, yeteneklerinin seni nereye kadar götürebileceğini gösteriyor. Para için sanatından vazgeçilemeyeceğini, maddi olarak huzurlu olunacağını ama iç huzurun gelmeyip uçuruma sürükleyeceğini gösteriyor.
Sonuç olarak eserin tümünde, insanların yaşadığı sıkıntıları, kişileri, bürokrasiyi, adaletsizliği gerçek bir şekilde eleştiriyor.

Ömrü kısa olup, 3 dönem 213 mezun veren, eğitim, kültür ve siyasal olarak derin izler bırakan, yoksul köy çocuklarına eğitim olağanı sağlayan, onların bilimsel, demokratik, aktif bir insan olmalarını, onlardan birçok yazar, sanatçı ve düşün adamı çıkmasına izin veren, onlara bilimsel araştırma becerileri kazandırarak, öğrendiği bilgi ve birikimler ile köy halkının daha bilgili ve aktif bir yaşam sürmelerini sağlayan, özellikle köyde eğitime yeni tip eleman kazandırılmasını, öncelikle de Köy Enstitülerine kendi içinde öğretmen vermesini sağlayan Yüksek Köy Enstitülerinden en başta yer alan Hasanoğlan Köy Enstitüsünün kurulumu, işleyişinin aktarıldığı kısa, net, açıklayıcı bir dil ve belgeleri ile gösteren bir eser.
Cumhuriyetimizin en büyük yarım kalmış projelerinden olan sanat ile sağduyulu aklı başında, özgürlükçü bireyler yetiştiren Köy Enstitüleri. Köy Enstitüleri Cumhuriyetimizin silinmeyecek şerefli bir sayfasıdır.

Aşk, sevgi ve nefretin harmanlandığı, yasak aşk ile başlayan ancak aslında bilenen bir aşkın öyküsü.
Kitabın neredeyse ortasında ölen kahramanımızın sevgilisinin, kocası ve sevgilisi arasında gömülme biçiminin kitabın sonuna kadar tartışıldığı, dini inançları ve hristiyanlıktaki uygulama farklılıkları da konu edilmekte. Filmi de olan bir roman ama pek bana göre değil. Yaşanılan o yasak aşkın hazzını ben alamadım. Belki de bu sürede okumuş olduklarından en son sıralarda yer alacak.