Toplam yorum: 3.077.321
Bu ayki yorum: 4.200

E-Dergi

Mehmet Akif Öztürk

İsmim Mehmet Akif Öztürk. Bir devlet okulunda psikolojik danışman olarak çalışıyorum. Liseden beri kitaplarla ilgili konuşmayı (genelde edebiyat ve felsefe) ve fikir belirtmeyi seviyorum. Şimdilik İstanbul'da yaşıyorum. Özel ilgi alanım çağdaş roman olsa da birçok türde kitap hakkında konuşup yazmayı seviyorum.

Mehmet Akif Öztürk Tarafından Yapılan Yorumlar

Şermin Yaşar Türkiye'nin en iyi öykücülerinden bence. Kadın yazar erkek yazar olarak da ayırmıyorum. İlk defa roman yayımlıyor ve bence bu işi de başarılı bir şekilde gerçekleştirmiş. Sevenleri için güzel ama biraz da hüzünlü bir kitap olmuş SB.
Yazarlarla yazma alışkanlıkları ve kitapları hakkında edilen sohbetler oldukça ilgi çekici oluyor. Fakat bu tür kitapların dezavantajı şu: Hep aynı minval üzere gittiği için zaman zaman elinden bırakma hissi geliyor okura. Onun dışında çok güzel bir kitap. Bazı yazarların söyleşileri ekstra nitelikli olmuş. Bu tür kitaplar edebiyatımızda sık sık yapılıyor. Bu en sonuncusu sanırım.
Huzur en iyi 10 Türk romanı içinde yer alıyor bence. Hatta bazılarına göre birinci. Yani bir kitap özel baskıyı hak ediyorsa Huzur'dan daha çok hak eden pek kitap yoktur. Huzur'un özel baskıya uygun olmasının farklı bir yanı, Tanpınar'ın tefrika halinde yayımlanan romanlarını kitap halinde basarken yer yer çok yer yer az ama mutlaka değiştirmesi. Böyle olunca bu baskıda her halini görüyorsunuz. Baskı kalitesi ve fotoğraflar cabası. Hem okumalık hem arşivlik güzel bir eser.
Yaşar Kemal, "İnce Memed" serisinin bu üçüncü kitabında destansı anlatımını devam ettiriyor. İnce Memed’in, ikinci cildin sonunda Ali Safa Bey’i öldürmesinin ardından bu ciltteki olayların akışı başlıyor. Bu ciltte şöyle bir farklılık var: Okur olarak İnce Memed’i kitabın neredeyse yarısına kadar görmüyoruz. Bu bir taraftan avantajken diğer taraftan bir dezavantaja dönüşüyor. Şöyle avantaj: Diğer ana karakterlerin hikâyesine daha çok değiniliyor ve daha derinlemesine inceleniyor o karakterler. Mesela romanın belki de ikinci önemli karakteri Murtaza Ağa’yı daha yakından tanıyoruz ki Murtaza Ağa’lı bölümleri oldukça ilgi çekici yazmış yazar. Şöyle diyor sanki Yaşar Kemal: Ben sadece bir karakter üzerine bir roman inşa etmedim, irili ufaklı rolleri olan karakterlerle bir destan inşa ettim. Dezavantaj ise şu bu durumla ilgili: Doğal olarak İnce Memed’li kısımlar daha merak ettirici ve daha akıcı oluyor. İnce Memed’in olmadığı kısımlar biraz daha durağan diyebiliriz. Öyle ki ben ilk yüz sayfayı çok zorlanarak okudum. Yüzüncü sayfadan sonra akıp gitti roman.

Okurlar arasında şöyle bir inanış var: “İnce Memed sadece ilk cilttir, diğerleri zorlamadır. Serinin kalitesi her ciltte biraz daha düşmüştür.” Ben bu inanışa çok katılmıyorum. Evet, ilk cilt çok iyiydi ama en azından bu üçüncü ciltte Yaşar Kemal ustalığını daha iyi konuşturmuş. Sadece merak unsurunu işe koşmamış aynı zamanda toplumsal bir roman yazmış Kemal. Hatta en çok bu ciltte yazarın dünya hakkındaki, adalet hakkındaki fikirlerini görüyoruz. Sadece fikirlerini karakterlere söyleterek okura yansıtmamış, onların davranışlarını da bu yönde oluşturmuş. İyiyle kötüyü, adaletle adaletsizliği, insanların çıkar için ne kadar alçalabileceğini net görüyoruz okur olarak.

Okur olarak şöyle bir sıkılganlığım oldu. Roman diğer iki cilde göre çok uzun. Yani Yaşar Kemal 629 sayfayı daha kısaltabilirdi. Bu biraz yoruyor okuru. Dördüncü cilt daha da uzun. Bu ciltler daha kısa olabilirdi. O zaman bence daha vurucu olurdu.

Ben birçoklarının aksine Yaşar Kemal’i Türkiye’nin en iyi romancısı olarak görmüyorum. Çok satmak en iyi olmak anlamına gelmiyor. Ama bu onun romanlarının niteliğine gölge düşürmez. Yaşar Kemal İnce Memed’i en iyi romanı olarak görmese de en bilinen romanı. Bu bilinirliği de hak ediyor bence.

Cioran'ın bu kitabı şimdiye kadar Türkçeye çevrilen eserleri içinde sanırım en zor okunanı. Evet kısa veya kısmen uzun pasajlardan, aforizmalardan oluşuyor ama anlam olarak gerçekten yoğun. Cioran beynimizi kemirmeye devam ediyor.