Huzur'da diyor ki AHT; "Sıçrama yapmak için bile bir zemine ihtiyacımız var". Bütün bir geçmişi, gelenekleri, müziğimizi yok sayarak bu zeminimizi kaybettiğimizi söylüyor. Zeminin olmadığı yerde sadece koca bir boşluk var.
Hep kendi iç nizamını arayan Mümtaz, İhsan abisi için çağırdığı doktordan şunları dinliyor: "Şarkla garp birbirinden ayrı. Biz ikisini birleştirmek istedik. Hatta bunda yeni bir fikir bulduğumuzu bile sandık. Halbuki tecrübe daima yapılmış, daima iki çehreli insanlar vermişti."
Bana öyle geliyor ki, bir türlü kendimiz olamadığımızdan kendi yüzümüzden başka belki 10 çeşit yüzlerimiz vardır. Belki kaybettiğimiz zemini, bu çoklu yüzümüzden dolayı taşıdığımız sıkıntıları AHT'ı okuyarak, anlayarak, idrak ederek bu zemini tamir edebilir, yüzlerimizi birleştirebiliriz. Huzur, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Mahur Beste benim için sadece edebi haz ve lezzet değil aynı zamanda bir kimlik inşasıdır.