İnkaların yazı dili yoktur.
Gündelik hayatları 3400, hatta 5000 metreye kadar ulaşan yüksekliklerde geçiyordu.(Bu yükseklikte toprağı işlemek, tonlara varan ağırlıkta taşlarla inşaat yapmak, günümüzün teknolojisine özgü özel giysi ve olanaklarla bile çok zordur.İnkaların o şartlarda nasıl yaşadığı, bugün bilim adamlarını hayrete düşürmektedir)
Renkli iplerle atılan düğümlerle kayıt tutarlardı.Bunların şifresi çözülememiştir.
Tekerleği keşfetmemişlerdi.Ancak olağanüstü yol sistemlerinin Çin Seddi ile kıyaslanabileceği söylenir.Yaptıkları yollardan yalnızca biri, Güney Amerika kıtasının Büyük Okyanus kıyısını boydan boya katediyordu.İnkaların And dağlarında yaşadıkları göz önüne alınırsa, bu yolların yapımının gelişmiş bir mühendislik ve mimari beceri gerektirdiği kolayca anlaşılır.
HARÇ KULLANMADAN arasından bıçak geçmeyen bir taş işçiliği ile örülmüş binaları ile mimarileri efsanevi bir üne sahiptir.
Böyle gizemli bir İmparatorluğun son günlerini yaşamak ve Pizarro'nun elindeki şaşırtıcı derecede az kuvvetle koca bir imparatorluğa nasıl diz çöktürdüğünü okumak istiyorsanız bu kitabı kaçırmayın diyorum.