E-Dergi

Babil üzerine yazılmış ağırlıkla etnografik, arkeolojik ve teolojik bilgiler aktaran bir eser. Kutsal kitaplardaki mekan ve tarihsel atıflar ve Muazzez İlmiye Cıg'ın eserleriyle paralel okunabilirse daha verimli olur.

Konu ilgi çekici olabilir. Ama çevirisi çok kötü. Uzun zamandır ilk kez okuduğum bir kitapta bir paragrafı dönüp dönüp tekrar okumamın nedeni çok etkilenmiş olmam değildi. Çeviride kullanılan kelimeler yalnış seçilmiş. Kavram kargaşası var. Haliyle anlam bütünlüğü bozulan, anlaşılmayı güçleştiren bir sürü devrik cümlelerin de etkisiyle okuma hızını epeyce düşüren bir kitap.

Bu kitabı almış olmanız 8 dakikada etkilemenin gurusu olacaksınız demek değil maalesef. Bir kere, kitaptaki tavsiyelerden hareketle satış tekniklerinizi kendinizin geliştirmesi şart, ayrıca burada anlatılan tekniklerin pek çoğu kişisel uygulanabilirlik açısından oldukça zor çünkü büyük tecrübe ve tabii ki zaman istiyor. Bir de kitabı masa başında oturarak okumakta fayda var çünkü not tutmazsanız da boşuna okumuş gibi olursunuz.
Bu kitabı elinde pazarlanacak nesnel bir ürünü olan herkese tavsiye ederim, ancak ürünleri hizmet olan kimseler boşa vakit harcamasın derim. Zaten hizmet o kadar standart bir üründür ki bunun satışı için doğal bir yetenek yoksa eğer hatim etsen fayda sağlamaz.
Bu kitabı alanlara şiddetle tavsiye ederim: Mediacat Yayınlarından - Satışın Türkçesi

Kitap ilk başta ilgi çekici. Ama okunan sayfalar arttıkça ilginçliği azalıyor. Çünkü, Japonya ekosistemi dikkate alınarak hazırlanmış. Diğer iklimlerdeki uygulanabilirliği için, belki ziraat mühendisi ya da biyologsanız, fikir üretebelirsiniz. Ama benim gibi sadee meraktan okur ve bahçemde ne derece uygulayabilirim acaba diye merak ediyorsanız pek verimli olabileceğini düşünmüyorum açıkçası.
Diğer yandan kitabın felsefi bir yönü de var aslında. Buna göre, rahat ve huzurlu bir hayat için minimum gayret ile maksimum getirinin nasıl elde edilebileceği sorgulanmakta.

İşte benim kitabım, keşke Amerika'ya göç etmiş olan daha çok Müslüman Türk'ün hikayesini anlatabilse. Müslüman Türklerin Harput dolaylarından ağırlıkla göç ettiklerini bir daha hatırlatıyor kitap. Kitapta ilgimi çeken bir hikayenin özetine bir ek bilgi vereyim, İzmir'li bir deveci Amerikan Ordusunun ihtiyacı için deve temin etmek üzere İzmir'e gelen bir askeri gemi ile Amerika'ya gider ve oraya yerleşir. Hatta ölünce anısına bir anıt bile dikilir. Amerikan Ordusuna verilen bu develer karşılığı Osmanlı belki de ilk kez o derece modern bir teçhizatla tanışmıştır. Karşılığında Amerikan malı tüfekler alınmıştır ki bu tüfekler özellikle Yunan harbinde çok işe yaramıştır.