E-Dergi

27 Mayıs 1960 günü tarihimizde kara bir lekedir.Acının,kederin,gözyaşının ortak adıdır 27 Mayıs.Halkın oylarıyla iktidara gelen Demokrat Parti mensupları hor görülmüş,aşağılanmış,Bizanslılardan kalma zindanlarda tutulmuş,çeşitli işkencelere maruz kalmışlardır. Sonucu önceden belli olan, savunma bile yapmalarına müsaade edilmeyen mahkemelerde yargılanan,ülkemiz değerleri ne yazık ki idama mahkum edilmişlerdir.Sonuçta kaybeden ülkemiz olmuştur.Rahmetli Adnan Menderes,Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın mekanının cennet olması dileğiyle...Allah bir daha böyle günleri ülkemize yaşatmasın.

Cahiliye döneminden günümüze kadar örtünme ve örtünme şekilleri hep tartışma konusu olmuştur.Yazarın konu ile ilgili bazı görüşlerine katılmasam da kitabın okunmasında fayda var.Örtünme konusunda herkesin yorum yapması aslında doğru değildir.Bu konuda yorum yapacak,insanları yönlendirecek,örtünmenin usûl ve şekli hakkında bilgi verecek olan kişiler din alimleridir.

Tarihimizde demokrasi adına kara bir leke olan 27 Mayıs İhtilali,öncesi ve sonrasında yaşananların anlatıldığı etkileyici bir çalışma.Dünya çapında hukukçumuz Ordinaryüs Profesör Doktor Ali Fuad Başgil'in; dönemi bizzat yaşaması,bazı olayların içerisinde olması kitaba olan ilgiyi daha da artırmaktadır. Kitapta Demokrat Parti iktidarının iyi yönlerini tasvip etmesi,yanlışlarını ise eleştirmesi nedeniyle yazarın tarafsız bir eser yazdığı kanısındayım.Rahmetli Adnan Menderes'in mekanının cennet olması dileğiyle, kitabı herkese tavsiye ediyorum.

Dünya çapında muhteşem eserleri bulunan Mimar Sinan'ın, cihan padişahı Kanuni Sultan Süleyman ile Hürrem Sultan'ın kızı Mihrimah Sultan'a olan büyük aşkının anlatıldığı sade dille yazılmış sürükleyici bir kitap.Bazen Mimar Sinan'ın evli olduğu halde kendisinden yaşça çok küçük birine aşık olmasına,karısı Mihri'ye ilgisizliğine ve karısının yaşadıklarını okuyunca kızacak.bazende aşkının büyüklüğünü görecek,aşkı uğruna yaptığı eserler karşısında ise şaşıracaksınız,Kendinize bu nasıl aşk diye sormadan edemeyeceksiniz.Ayrıca kitap sayfalarının bir yüzünde yazı olmayıp sadece resim olmasının ise kitap sayfasının çok olmasını amaçlayan gereksiz bir uygulama olduğunu düşünüyorum.Önemli olan kitapta sayfa sayısı değil içeriktir.

Emperyalist devletler tarafından sürekli gündeme getirilen Ermeni Soykırımı iddiasının nasıl kocaman bir yalan olduğunu belgeleriyle anlatan güzel bir çalışma olmuş.1915 yılında Osmanlı Devleti topraklarında 1,5 milyon Ermeni yaşamadığı halde nasıl olur da 1,5 milyon Ermeni soykırıma uğradığı denilebilir?Osmanlı ağır savaş koşullarında mücadele ederken isyan eden Ermenileri göç ettirmeye mecbur kalmıştır.Osmanlı zamanında Ermenilerin Anadolu'da köyleri yakıp yağmaladıkları,masum insanları çoluk çocuk demeden öldürdükleri,yakın tarihimizde ise Türk diplomatlara yapılan suikastlar unutulmamalıdır. Ayrıca ortak eylem bildirisi yayınlayan terör örgütleri ASALA ve PKK' nın ilişkisinin de anlatıldığı kitabın okunmasında fayda var.