Toplam yorum: 3.077.626
Bu ayki yorum: 4.504

E-Dergi

kyzylsungur Tarafından Yapılan Yorumlar

22.09.2004

Günümüz Türkiyesi ile Anadolu Selçuklu Devleti dönemleri örtüşüyor kitapta.O zaman batıda Haçlı Seferleri vardı; bugün Avrupa ve Amerika.Doğuda Hasan Sabbah vardı; bugün KADEK ve diğerleri...
(KIZILSUNGUR)
17.09.2004

Paulo Amcamız da her kitabında Hıristiyanlığı konu malzemesi etmeden yazamıyor sanırım.
Öncelikle Coelho Amcamızın bu kitabı neden veya nelerden etkilenerek yazdığını öğrenelim.Böylece kitap hakkında genel bir yargıya varabiliriz. Kitap, İncil'den alınan üç cümle ile başlıyor.Özü ise insanın iyi ve(ya) kötü olmasının sorgulanması.Kısacası yazar bu kitapta 'iyi' ve 'kötü'yü sorguluyor. İnsanın özünde ne yatar? İyi mi, kötü mü? Kuşkusuz bu sorunun cevabını Yaşlı Adam'ın hayatında aramalıyız.Çünkü o, Chantal'ın önüne iki seçenek sunuyor. Yaşlı Adam'ın köye gelmeden önceki yaşamına baktığımızda onun zengin bir silâh tüccarı olduğunu öğreniyoruz.Bir gün her şey yolundayken bir gurup terörist, Yaşlı Adam'ın kızını ve eşini esir alırlar.Fakat kaçırma olayının sonunda Yaşlı Adam'ın karısı ve kızı kendi ürettiği silâhların biriyle katledilmiştir.Bu olaydan sonra Yaşlı Adam kendi hayatını sorgulamış ve hayata ironi ile bakmaya başlamıştır.Artık hayattan tek bir isteği vardır: Kendisine iyiyi ve kötüyü öğretmesi.Yaşlı Adam'a göre dünya ya sadece iyi'dir; ya sadece kötü'dür; ya da iyi ve kötü'den ibarettir.Yaşlı Adam bu üç önermeden sadece birinin geçerli olabileceğine inanıyor.(Bak.S-28,29) Yaşlı Adam "On Bir Külçe Altın Oyunu"nu kötü'nün kazanması için oynuyor.Çünkü altınlar çalındığı zaman veya biri altınlar yüzünden öldürüldüğü zaman kazanan 'kötü' olacaktı ve en önemlisi karısını ve kızını öldüren teröristlerin 'kötü' olduğu kanısına varabilecekti.Fakat altınlar çalınmadığı zaman veya biri altınlar yüzünden öldürülmezse karısını ve kızını öldüren teröristlerin 'iyi' olduğu kanısına varacaktı.Bu da onun en büyük korkusunu gerçek kılacaktı: Tüm insanlığın özünde iyi olduğunu ve mutlak adalet kavramının aslında var olmadığını.Bu yüzden Yaşlı Adam'ın asıl amacı bir bakıma Tanrı'dan intikam almak.(Bak.S-179)Bu arada Yaşlı Adam'ın Bescoslulardan 'öldürmek' veya 'çalmak' eylemlerinden birisini gerçekleştirmesini istemesinin nedeni bu iki eylemin Eski Ahit'de sözü geçen "On Emir" olması.Buradan da Coelho'nun Eski Ahit'den etkilendiğini öğreniyoruz. Kitabın 71. sayfasında yazarın "bir Alman filozofu" diye tabir ettiği ve "Tanrı'nın bile bir cehennemi vardır: insanlara duyduğu sevgi." diyerek alıntı yaptığı bu ünlü düşünür aslında Nietzsche'dir.(Bak.Zerdüşt Böyle Buyurdu,Acıyanlar Üstüne)Nietzsche'nin bir başka sözü kitabın 125. sayfasında geçiyor.Yazar Nietzsche'den de etkilenmiştir; çünkü Nietzsche de onu ünlü yapan Zerdüşt Böyle Buyurdu adlı kitabında 'iyi'yi ve 'kötü'yü sorgulamıştır. Kitapta genel olarak iyi ve kötü sorgulansa da bazı kavramlar da sorgulanıyor.En göze çarpanı 'korku'.(Bak.S-91,116,154)Hattâ kitabın 91. sayfasında yazar öyle bir çıkış yapıyor ki paragrafa "Korku,korku,korku." diyerek başlıyor.Daha önce böyle bir çıkışı Coelho'nun hiçbir kitabında görmemiştim. İkinci olarak 'ölümden sonra ceza çekilen yer' sorgulanıyor ve anlatılıyor.Yazar İslâmiyet'deki, Hıristiyanlık'daki, Hinduizm'deki ve Çin'deki bazı inançlardaki 'cehennem' kavramını örneklerle açıklıyor.(Bak.S-92,93,94) Kitabın sonuç bölümünde kahramanımız Chantal Prym yavaş yavaş her şeyi anlamaya başlıyor: Bir insanın öyküsünün bütün insanlığın öyküsü olduğunu anlıyor. Her şeyin aslında bir özdenetim sorunu olduğunu anlıyor. Yaşamın kısa ya da uzun olabileceğini; fakat önemli olanın onu nasıl yaşadığımız olduğunu anlıyor. Yaşlı Adam ise aradığı yanıtı bulamadan köyden ayrılıyor. Özetle Yaşlı Adam 'Şeytan'ı, Chantal ise 'Genç Kadın'ı temsil ediyor. Sağlıcakla ve kitapla kalın
17.09.2004

Bence o kadar da muhteşem bir kitap değil.
Avrupalılar bu kitabın neresini beğenmiş anlayamadım.Kitabın bazı bölümleri o kadar sıkıcı ki insan "bu kitap ne zaman bitecek?" demeden edemiyor...
(KIZILSUNGUR)
17.09.2004

Kitaptaki bazı yabancı sözcükler(komprador burjuvazisi gibi) kitabın akıcılığını etkilemiş ama kitabın gerçekçiliğini etkileyememiş.Gerçek bir Atatürkçü kitabı.
Attila İlhan bu kitabında da bize Atatürkçülüğü öğretiyor.

Kitaptan anladığımız üzere Attila İlhan bir dönem Atatürk hakkında hiçbir şey bilmiyormuş.Daha sonra Fransa'da bir kafeteryada ona zenci bir Fransız "sizin orada bir adam vardı, kimdi o?adı neydi?" diye sorunca Attila İlhan kendini Atatürk'e atamış adeta.
Başlayış o başlayış...
(KIZILSUNGUR)
17.09.2004

Kur'an'da Allah bize siz kendi dilinizde bana dua etmeyin mi diyor?Ya da bana sadece Arapça dua edin mi diyor?
İkisinde cevabını biliyorsunuz.
Her ulus kendi anadilinde ibadet etmelidir.Bu konuda size Ziya GÖKALP'in Türkçülüğün Esasları adlı kitabı öneriyorum.
Hoşgörü ile kalın...
(KIZILSUNGUR)