E-Dergi

Huvat anlaşılmaz bir kahraman, sanki ülkenin siyasi gidişini temsil ediyor, kitabı okurken insan bir filmin hızla ileri sarıldığı hissine kapılıyor insan.En büyük dramlar bile hızlandırılınca komediye dönüşmesi mukadder galiba. Dirmit içe dönük ve insanın kendini temsil eden bir yönü var, sanırım yazar kendini anlatıyor.

İhsan Oktay'ın okuduğum ilk kitabı. Post modern bir kitabın hoşuma gideceğini hiç düşünmemiştim.Uzun İhsan efendi ve oğlunu başından geçen olayları fantastik bir tarih dokusu içinde vermesi ve bunları verirken bazı kısımları günümüzle bağlaması dikkat çekiciydi.Ayrıca yazar önümüze sanki etnografya müzesindeki bütün malzemeyi kitap boyunca serpiştiriyor.Güzeldi,yazarın diğer kitaplarını da okuma isteği duyuyorum şimdi.

Kitap durum hikayesin ülkemizdeki öncü yazarı tarafından insanı sıkmayan uzunlukta anlatılmış güzel bir kitaptır.Özellikle ilk hikayesi semaver insanın acısını olduğu gibi anlatmış ve giriş hikayesi olmayı gerçekten haketmiş bir hikayedir.Diğer hikayeleri ise yazar ben merkezli yazmış ve hayatı başka bir pencereden yansıtmıştır.

Sabahattin Ali'nin bu eşsiz eseri görünüşte sıradan,basit ve korkak biri olan Raif Bey'in hayatı müthiş bir uslupla romanlaştırılmış.Raif Bey yazdığı günlüğü yazarımıza vermekle hikaye başlıyor.Biz bu hikayeden sonra insanların hiçte göründüğü gibi olmadığını bir kez daha şaşırtıcı bir şekilde anlıyoruz.Eser Raif Bey'in başından geçen sonu hazinle biten bir aşk hikayesini okurlara aktarıyor.

Yazar Sineklerin Tanrısı'nda klasik olan bir ada ve adaya düşen bir grup insanın yaşama mücadelesine yer veriyor .Tabi bunu yaparken gerek kahramanlar gerek olaylar bakımından diğerlerinden ayrılır.Yaşadığı savaş yıllarının insan üstündeki tesirlerini oluşturduğu çocuk kahramanlar üzerinden veriyor.Fıtrat gereği insanın içinde var olan iyilik ve kötülüğün süzgeçten geçmedi takdirde insanların -büyük ya da küçük olması fark etmez-nasıl vahşileştiğini yazar kendine has hicivli bir üslupla okurlarına sunuyor.